Ağaçların , elektrik direklerinin, trafik levhalarının dikilmesinde belirli bir standart getirilmelidir. Bunların dikilmesi görme engellilerin ve ortopedik engellilerin yürümelerine engel olacak şekilde olmamalıdır.- Bunlar yol tarafındaki kaldırım kenarına aynı aralıklarla ve aynı hizada dikilmelidir.
Engelliçocuk ve ailelerinin yaşadığı temel sorunlardan bir diğeri de ekonomik sorunlardır. Engellilerin işgücüne katılımları ile ilgili verilere bakıldığında yaklaşık % 78.29’unun işgücüne dahil olmadıkları görülmektedir. Yine aynı şekilde % 48’inin sosyal güvenlikten mahrum olduğu görülmektedir.
Yaş. 48. Nis 24, 2011. #1. Not: 2015 Genel seçimlerindeki seçim bildirgelerine göre konu güncellenmiştir. Eskilerin deyimiyle “seçim sath-ı mahalline” girdiğimiz bugünlerde istedimki siyasi partilerin “seçim beyannamelerinde engellilere” yönelik vaatlerine hep birlikte tartışmaya açalım. Seçim meydanlarında kim daha
Turkcell çeyrek asırdır engellilerin önündeki sosyal bariyerleri kaldırmayı hedefledi ve sosyal sorumluluk projeleri, ürün ve hizmetleriyle toplam 1 milyon engelliye ulaştı
normalyaşam ve aktivitelerinde; işitme cihazları, görsel bilgiler veren cihazlar ve ortak dinleme donanımları gibi yardımcı araçlara bağlı olarak yaşayan kişi-lerdir.[5] İletişim, ilişki kurma, anlama, konuşma, okuma-yazma gibi eğitim-de ve günlük hayatta çok önemli olan görevlerin hepsi işitme engelinde etkile-nir. [6]
d7pi69h. Görme Engellilerin Sosyal Hayattaki Sorunları ve Çözüm Önerileri Rahmi Danişment Burak TEKŞEN Engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmek ve bunların hayatlarını kolay şekilde devam ettirebilmelerini sağlamak hükümetlerin ve yerel yönetimlerin görevleridir. Belki engellilerin bir kısmı eğitilerek mevcut ortama uyum göstermeleri sağlanabilir. Ama eğitim almayanların durumu çok daha zordur. Bu yüzden yerel yönetimlerin ve ilgili kuruluşların bu konuda bazı önlemler alması ve gerekli çözüm yollarını bulması gerekir. Ama şurası unutulmamalıdır ki; alınacak olan bu önlemlerdeki amaç; onların hayatlarını kolaylaştırmak, tehlikelerden ve zarar görmelerinden, başkasına muhtaç olmadan, özgürce diledikleri hayatı yaşamalarını sağlamanın yanı sıra topluma faydalı, üretken ve bağımsız bireyler haline gelmelerini sağlamaktır. Bu yüzden şehir planlamaları yapılırken engelliler göz ardı edilmemelidirler. Burada, görme engellilerin karşılaştığı en önemli sorunlardan bahsedilecektir. Bu sorunların bazı tedbir ve çözüm yolları sunulmuştur. Bu tedbirlerin alınması için valilik ya da kaymakamlık, belediye başkanlığı, trafik müdürlüğü, kara yolları müdürlüğü, deniz işletmeleri ve demiryolları işletmelerine hem ayrı ayrı görevler düşmekte hem de koordineli bir şekilde çalışmaları sorunlar ve alınması gereken tedbirler şunlardır 1- Ağaçların , elektrik direklerinin, trafik levhalarının dikilmesinde belirli bir standart getirilmelidir. Bunların dikilmesi görme engellilerin ve ortopedik engellilerin yürümelerine engel olacak şekilde olmamalıdır a- Bunlar yol tarafındaki kaldırım kenarına aynı aralıklarla ve aynı hizada dikilmelidir. Öyle ki görme engelli bir kişi hangi kaldırıma çıkarsa çıksın karşısına çıkacak olan bu engellerin hep aynı olduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Şayet kaldırımın ortasına dikilmesi gerekiyorsa, kaldırımın yol tarafındaki kenarında bir kişinin ya da tekerlekli bir sandalyenin geçebileceği kadar boşluk bırakılmalıdır. Bebek arabası taşıyanların da aynı sıkıntıyı yaşadıkları unutulmamalıdır. b- Ağaçların alt dalları görme engellinin kafasına çarpmaması için kesilmelidir. c- Ağaç gövdelerinin etrafı geniş çemberlerle çevrilmelidir. d- Trafik levhaları görme engellilerin kafasına çarpacak şekilde alçak dikilmemelidir. e- Araçların çıkışını engellemek için kaldırım kenarlarına dikilen beton mantarlar, çok kısa olduğundan görme engellilerin ayağının takılıp düşmesine sebep olmaktadır. Şayet dikilmesi gerekiyorsa bunlar daha sık bir tekerlekli sandalye sığacak aralıklarla ve mümkün mertebe yol kenarına yakın dikilmelidir. 2- Esnafın kaldırımlarda mallarını sergilemesine kesinlikle izin verilmemeli ve bunu önleyici tedbirler alınmalıdır. 3- Araçların kaldırımlara park etmeleri kesinlikle önlenmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır. 4- Su birikintilerini engellemek ve yürüyüşü kolaylaştırmak için kaldırımlardaki çukurlar,bozukluklar giderilmelidir. Kaldırım yüzeyinin düz olmasına dikkat edilmelidir. 5- Kaldırımlarda bodrum kat girişi yada merdiven boşlukları bulunmamalıdır. Zorunlu ise bunların bulunduğu kısımların etrafı demir parmaklıklarla çevrilmelidir. 6- Dış kenarı boş veya derin olan kaldırım yada kaldırımın olmadığı yollarda, bu kenara duvar yada parmaklıklar yapılmalıdır. 7- Kaldırım olmayan yerlerde şayet araçların yollara park etmesi zorunlu ise kesinlikle ters park ettirilmemelidir. Görme engelliler araçların ters park edilmesinden dolayı özellikle kamyon, kamyonet gibi yüksek araçları bastonlarıyla fark edemediklerinden kafalarını çarpmaktadırlar. 8- Bütün trafik ışıklarına sesli sinyalizasyon takılmalıdır. Özellikle trafiğin yoğun , nüfusun kalabalık olduğu yerlerde ses sinyalizasyonu mutlaka bulundurulmalıdır. 9- Yol, kaldırım, kanalizasyon, telefon ve elektrik gibi yapım çalışmalarında mutlaka görme engellilerin fark edebileceği şekilde barikatlar yapılmalı, yapım çalışması biter bitmez çukurların üzeri kapatılıp düzeltilmelidir. Bu gibi yerlerde engellilere yardımcı olunması için uyarıcı levhalar bulunmalıdır. 10- Geniş kaldırımlarda görme engellilerin takip ederek yürüyebileceği farklı zeminler olmalıdır. Ayrıca yaya geçitlerinin ve alt/üst geçit girişlerinin zemini farklı döşenmelidir. Bu zemin görme engelliyi alt/üst geçit merdivenlerine götürebilmelidir. 11- Belediye otobüslerinde a- Durma düğmeleri bedensel engelli, kısa boylular ve çocuklar için mutlaka aşağılarda ve oturma yerlerine yakın yerlerde olmalıdır. b- Otobüs ve minibüslerdeki koltukların dizilişinde tek yada en fazla iki çeşit standart getirilmelidir. c- Otobüsün hangi durağa geldiği ve sonraki durağın hangisi olduğu anonsla duyurulmalıdır. d- Giriş kapılarına sesli sinyalizasyon konulması görme engellinin otobüse kolay binmesini ve inmesini sağlayacaktır. 12- Otobüs Durakları görme engellilerin bastonlarıyla ve ayaklarıyla hissedebilecekleri şekilde zemini kaldırımdan farklı olmalıdır. 13- Tren, tramvay ve metroda görme engellinin, bineceği kapıyı kolayca bulabilmesi için kapılara sesli sinyalizasyon yapılmalıdır. Ya da aracın belirli bir yerde durması sağlanarak açılan kapıya kadar olan kısımda zemin farklı olmalıdır. 14- Metroda sarı çizgi bastonla tanınabilecek şekilde tırtırlı ve 55-60 cm genişliğinde tutulmalıdır. 15- Vapurlarda yolcuların inip-binme yerlerinin her iki tarafına sesli sinyalizasyon konulmalıdır. 16- Bütün bunlarla birlikte trafik görevlileri, yol ve kaldırım yapım ve onarımında çalışanlar, vapur, metro, tren, belediye otobüsü çalışanları ile konuyla ilgili herkesin sık sık engellilerle ilgili eğitim seminerlerine katılmaları sağlanmalıdır. 17- En önemlisi toplumun engellilere karşı davranışları konusunda bilgilendirme proğramları hazırlanmalı ve televizyon, gazete ve broşürler aracılığıyla yayınlanmalıdır. Yukarıdaki uygulamaların bir çoğu bu şekilde başarıya ulaşabilir. Burak TEKŞEN Görme Engelliler Sınıf Öğretmeni
Engellilerin yaşadığı zorluklar kısaca özet Engelli bireylerimiz maalesef Yurdumuzda dünya standartlarının altında hizmet görmektedirler. Kaldırımlar ,yollar, hatta evler özürlü kişilerin ihtiyaçlarına göre dizâyn edilmelidir. Engelli bireyler yaşadıkları toplum içerisinde psiko-sosyâl ve ekonomîk meselelerle karşılaşmaktadır. Bu sorunlar, engellî ailesinin bu durumla yüz yüze gelmesiyle başlamakta zaman geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Engelli bireyin yaşadığı sıkıntı ve zorluklar hem aîle hem de sosyal çevresinde kendini gösterir. Engellilerin yaşadığı en büyük sıkıntı ayrımcılığa uğramaktır. Meselâ, engellîlerin üretîme katılamaması dolayısıyla işsizlîk sorunu yaşaması en temel sorunları olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra temel insanî hizmetler eğitîm, sâğlık, barınma, sosyâl güvenlîk, istîhdamden fırsat eşitliği temelînde yeterince yararlanamamaları da onların engellî olarak damgalanması, ayrımcılığa uğraması ve dışlanması boyutunda değerlendirilmelidîr. Bu bildiride, engellî bireylerin ve âilelerinin sorunlarla yüzleşmesî, verdikleri tepkiler, kabul etme süreçlerî, sorunun çözümüne katılmasının yanı sıra, toplumun engellilere bakış açısı, tutum ve davranışları, onların yaşadıkları toplumdan dışlanmalarına yol açan etkenler, fîzîksel çevrede karşılaştıkları sorunlar, eğitim ve istihdam alanındaki yaşadıkları güçlükler ve bütün bunların giderilmesi için ihtîyaç duyulan çalışmalar ele alınmaktadır. Ayrıca, engellinin sorun yaşadığı ilk andan çözüm evresine dek geçen aşamalarda, sosyâl hizmetin, ötekî disiplinlerle ekip çalışması halînde sorunlara daha temellî çözümler üretmesi sürecide îrdelenmektedîr.
ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR Günümüz Türkiye'sinde engellilerin toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar içinde yaşadıkları bilinmektedir. Sorunu adlandırmadan başlayan ve yaşamın pek çok alanına yayılan bu sorunlar, engelli bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştirmektedir. Sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler, kendilerini mutsuz hissedeceklerdir. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşam kalitesi demektir. Engellilik Nedir, Engelli Kime Denir?Yalnız bizim dilimizde değil diğer birçok dilde de engelli ve engellilik anlamına gelen birden fazla sözcük bulunmaktadır. Örneğin Türkçede genel düzeyde engelli, özürlü, sakat sözcükleri aslında aralarında anlam fakları olduğu halde aynı anlama gelmek üzere kullanılmaktadır. Genelde tüm engelliler için yaşanan bu karmaşa belirli engelli kümeleri için de geçerlidir. Örneğin kör, ama görme engelli, görme özürlü, az gören, vb. Bu sözcükler değişik anlamlar taşıdıkları gibi yer yer aynı anlama gelmek üzere de kullanılabilmektedirler. Bu da bir zihin karışıklığı yaratabilmektedir. Adlandırmadaki bu farklar, zaman zaman öyle çok tartışmaya neden olmaktadır ki, bu tartışmalar, gerçek sorunların önüne bile geçebilmektedir. Engellinin kim, engelliliğin de ne olduğu açık bir biçimde ortaya konmayınca, engellilere yönelik geliştirilecek politikaların, yasaların ve hizmetlerin kapsamı da belirsizleşmektedir. Bu belirsizlik de uygulamada pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Adlandırmadaki karmaşa ve tanım güçlüğü engellinin kendisini anlatmasını ve diğerlerinin de onları kolayca anlamasını zorlaştırmaktadır. Öğrenci, veli, verilen eğitimler, kesilen faturalara ait ayrıntılı istatistik çıkartın. Engellilerin yaşadığı bir başka sorun da, kendileri ile ilgili sağlıklı istatistiklerin olmayışı. İlk defa son İki nüfus sayımında engellilerin belirlenmesine yönelik bir soru sorulmuş, bunlardan ilkinden sağlıklı bir sonuç elde edilememiştir. Son nüfus sayımında engellilere ilişkin kimi durumlar daha ayrıntılı sorularla soruşturulmasına karşın kamuoyuna henüz bir sonuç açıklanmamıştır. Sayım sonucunda ortaya çıkacak çok önemli bilgilere dayanarak birçok şeyi konuşabilmek ve pek çok hizmeti planlayıp, programlayabilmek sanırım çok daha kolay olacaktır. Engelliliğin her zaman her yerde geçerli ölçülerle tanımını yapmak bir hayli güçtür. Bu yüzden olsa gerek alanyazında literatürde çok değişik tanımları vardır. Birleşmiş Milletler Sakat Haklan Bildirgesinde "Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri bedensel ya da sonradan olma her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar" sakat olarak tanımlanmaktadır. Engelli sözcüğü genelde hareket yeteneği sınırlanmış bireyi çağrıştırmaktadır. Hareket yeteneğini sınırlayan nedenler ise doğuştan getirilen, doğum sırasında karşılaşılan ya da sonradan yaşanan bir hastalık veya kaza sonucu ortaya çıkan bir işlev bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Hareket yeteneğinin kısıtlı olması, başlı başına bir engellilik midir? Eğer öyle ise hepimizin yapamadığı, beceremediği bir iş ya da eylem yok mudur, yaşamda? Engellilik günlük yaşama katılmayı engelleyen, fiziksel işlevlerdeki bir sınırlılık hali olarak değerlendirilmelidir. Gerçekte önemli olan, bazı işlevlerin yerine getirilmesinde karşı karşıya kalman bir fiziksel sınırlılığın olması değil, bunları "kompanse" edecek destek sistemlerinden yoksun kalmaktır. Eğer bir gözlükle, var olan görme yetersizliğinizi rahatlıkla giderebiliyor ve işlerinizi görebiliyorsanız bir sorununuz yok; ancak geri kalmış bir köyde ya da yörede bu gözlüğe ulaşamıyorsanız, ciddi bir sorunla karşı karşıyasınız demektir. O halde engellilik çoğu zaman değişken bir konudur. Başka bir deyişle nerede ve nasıl karşılaşacağınıza bağlı olarak sonuçları değişen bir durumdur. Bireyin fiziksel işlevlerindeki bozukluk ve bunların hareket yeteneğinde yarattığı eksiklik ve güçlük, onu toplumun diğer bireylerinden farklı kılar. Bu farklılık engellilerin yaşadığı ayrımcılığın da asıl nedenidir. Bilindiği gibi her türlü ayrımcılığın temelinde farklı olmak, yani "alışılmamış özelliklere" sahip olmak vardır. Fiziksel işlevlerdeki bozukluklar ve bunların hareket yeteneği üzerinde yarattığı sınırlamalar bireyi toplumdan uzaklaştırır. Toplumsal destek sistemlerinin yetersizliği, toplumun dışlayıcı tutum ve davranışları da engelli bireyin topluma eşit bireyler olarak katılmasını önler. Öğrenciye verilen eğitim modüllerinin sınır kontrolü otomatik yapın. Engelliliğin Oluşmasını Önlenebilir mi?Birleşmiş Milletler Genel Kurul'unun 20 Aralık 1993 tarihinde yapılan 48. toplantısında 48/96 sayılı kararla kabul edilen "Sakatlar İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar" yazının bundan sonraki bölümlerinde yalnızca 'Standart Kurallar' diye geçecektir. engellilerin topluma eşit katılımları için bazı ön koşullardan söz etmektedir Bunlar bilinçlendirme, tıbbi bakım, rehabilitasyon ve yardım hizmetleridir. Eşit katılım için ön koşullar arasında sayılan tıbbi bakım engelliliğin önlenmesi ile ilgili hükümler içermektedir. Engelliliğe neden olabilecek durumların ortaya çıkartılması, değerlendirilmesi ve bunların giderilmesi konularında etkili programlar önerilmektedir. Bu programlar yoluyla engelliliğe neden olan etkenlerden korunmak, bu etkenleri azaltmak ya da yok etmek olanaklı olabilecektir. Söz konusu programlara engellilerin, ailelerinin ve ilgili kuruluşların katılımı büyük önem taşımaktadır. Engelliliğin önlenebilmesi için erken tanı, ilk yardım, erken müdahale, erken bakım ve koruma önemlidir. Ayrıca sağlık personelinin yetiştirilmesi, sağlık alt yapısının ve sağlık sigortasının engellileri de içerecek şekilde geliştirilmesi ve tüm topluma yaygınlaştırılması bu açıdan önemli toplumda engellilerin varlığı onların toplumla bütünleşme gereksinimini ve sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu ise oldukça zor ve karmaşık bir süreçtir. Oysa engellilik önlenebilirse, en azından sayıları çok daha aza indirilebilirse, engellilerin topluma kazandırılması konusu, günümüzdeki boyutlarda bir sorun olmaktan çıkacaktır. Engelliliğin nedenleri dikkatle incelenirse, bunların çok önemli bir bölümünün kaçınılabilir, önlenebilir nedenler olduğu görülecektir. Engellilik genelde kaynağına ve sebeplerine göre değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. Kaynağına göre sınıflandırıldığında, doğuştan gelen engellilik nedenleri arasında bir takım genetik nedenler, akraba evliliği, gebelik sırasında annenin karşılaştığı travmalar, hastalıklar, ilaç kullanımı, ışına maruz kalmak, annenin alkol ve madde bağımlısı olması, kötü beslenmesi gibi nedenler görülmektedir. Sayılan tüm bu nedenler kaçınılmaz, önlenemez durumlar değildir. Tıp bilimince gerçekleştirilen araştırmalarla genetik nedenlerin bile en azından bir kısmı önceden bilinebilmektedir. Doğum sırasında ve sonrasında 'kazanılan" engelliliğe gelince kötü ve yetersiz koşullarda gerçekleştirilen doğumlar, travmalar, yanlış uygulamalar vb. akla gelmektedir. Doğum sonrasında karşılaşılan olaylar arasında ise iş kazaları, ev kazaları, trafik kazaları, savaşlar, terör olayları, endüstriyel kazalar, deprem ve benzeri yıkım olayları, büyük sanayi kazaları temel engellilik nedenleri arasındadır. Bunların büyük çoğunluğunun da önlenebilir nitelikte nedenler olduğu anlaşılmaktadır. O halde "engellilik bir kader değildir". Gerekli önlemler alındığında, bilinçli bir toplum yaratıldığında, engellilik büyük oranda önlenebilir. Bunun için insana her şeyin üstünde değer veren bir anlayışın toplumda benimsenip yerleştirilmesi gerekir. Bu nedenle engelli sorunlarına eğilirken, ısrarla üzerinde durulması gereken konu engelliliğin oluşmasını önlemek olmalıdır. Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin. Engellilerin Toplumla Bütünleşmelerinin Önündeki Engeller Nelerdir?YoksullukEngellilerin genel olarak toplumla bütünleşmesinin önündeki engellerden birisi ve belki de en önemlisi yoksulluktur. Yapılan araştırmalar, dünyanın her yerinde engellilerin çok büyük çoğunluğunun toplumun yoksul kesimlerinden geldiğini ve yoksulluk içinde yaşadıklarını göstermektedir. Bu belirleme gelişmiş/endüstrileşmiş ülkeler için de geçerlidir. Kuşkusuz bu gerçek bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde çok daha çarpıcı ve dramatik yönleriyle yaşanmaktadır. Yukarda sayılan engellilik nedenleri çoğunlukla yoksul kesimler arasında geçerlilik kazanmaktadır. Ayrıca engellilik işsizliğin de başlıca nedenleri arasında sayıldığı için bu iki olgu arasında bir neden sonuç bağlantısı bulunduğu söylenebilir. Demek ki engellilerin topluma kazandırılmalarının önündeki en ciddi sorunlardan birisi, içinden geldikleri sosyo-ekonomik kesimin bir bütün olarak yaşadığı yoksulluk sorunu/gelir dağılımı sorunudur. Doğaldır ki yoksul kesimler arasından gelen engelliler, yoksulluğu üreten başka sebeplerle de bir arada yaşadıkları için, onlar için yoksulluk adeta bir kısır döngüye dönüşmektedir. Bu, onların toplumla bütünleşmelerinin önündeki en ciddi engeldir. Standart Kurallar engellilerin sosyal güvenlik kapsamında korunmalarını ve onlara yeterli düzeyde gelir desteği sağlanmasını öngörmektedir. Bu konuda engellilere yönelik ayrımcı uygulamalar önlenecektir. Engellilerin koruyucu aile uygulaması içinde bakılması için bakıcı ailelerin sosyal güvenlik kapsamına alınarak desteklenmesi ön görülmektedir. Engellilerin kendi kendilerine yeterli olabilmesi için meslek edindirilmeleri ve işe yerleştirilmeleri önemle vurgulanmaktadır. Asıl olan engelli de olsa her bireyin topluma çalışarak üretken bir birey olarak katılmasıdır. Öğrenci, veli, verilen eğitimler, kesilen faturalara ait ayrıntılı istatistik çıkartın. EğitimEngellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki bir diğer engel de eğitim konusunda karşılaştıkları sorunlardır. Tüm ülkelerde eğitim sistemi, öncelikle, nüfusun engelli olmayan kesimi için planlanıp uygulanmaktadır. Böylece daha en baştan eğitim sistemi, engellileri dışlayan bir anlayışa sahip olmakta; daha sonra da engellileri eğitim sistemiyle bütünleştirecek çeşitli programlar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Aslında bilinçli ya da bilinçsiz gelişen bu dışlayıcı tavır, diğer konular için de söylenebilir. Bir yandan çeşitli konularda engellileri dışlayan süreç devam ederken, bir yandan da onları toplumla bütünleştirme çabası, ne yazık ki birbiriyle çelişen iki süreç olduğu için, çok da başarılı olamamaktadır. Engellilerin eğitimi ile ilgili programların farklı oluşu bu ayrımın nedeni olarak gösterilebilmektedir. Oysa bu yalnızca engelliler için değil her insanın eğitiminde geçerli bir durumdur. Çağdaş eğitim anlayışında, eğitimin odağında, engelli olsun olmasın, insan, insanın özellikleri ve gereksinimleri yer Kurallara göre engelliler de diğer bireyler gibi ilk, orta ve yükseköğrenim olanaklarından yararlanacaklardır. Zorunlu eğitim herkes gibi engellileri de kapsayacaktır. En çok ihmal edilen konulardan biri de engelli çocukların okul öncesi eğitimidir. Ayrıca yetişkin engelliler için örgün ve yaygın eğitim olanakları da son derece sınırlıdır. Bu nedenle öncelikle eğitim alt yapısının nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi ve engellilerin gereksinimlerini karşılayacak bir düzeye eriştirilmesi gerekir. Engellilerin eğitiminde sorumluluk alacak meslek elemanlarının özel eğitimci, rehber danışman, sosyal hizmet uzmanı yeterli sayıda ve donanımda yetiştirilmeleri gerekir. Öte yandan eğitim kurumlarının engellilerin de varlığını hesaba katacak fiziksel düzenlemelere sahip olması, bu kurumlara kolay ulaşım için gerekli önlemlerin alınması, engellilerin özel eğitimi için gerekli ders araç-gereçlerinin hazırlanması gibi konular engellilerin toplumla bütünleşmeleri önündeki ciddi engeller olarak yaşanmaktadır. Engellilerin engel durumlarını hesaba katacak özel ölçme değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi gereklidir. Öğrenciye verilen eğitim modüllerinin sınır kontrolü otomatik yapın. Müfredat programları, engel türleri ve dereceleri ile engellilerin kişisel özellikleri ve gereksinimleri de dikkate alınacak şekilde esnek hazırlanmalıdır. Engellilerin eğitiminde görevli meslek elemanlarının meslek/hizmet içi eğitimlerine de gereken önem verilmelidir. Engellilerin eğitiminde çağdaş bir yaklaşım olarak kabul edilen "kaynaştırılmış eğitim" gerekli alt yapı eksiklikleri giderilerek yaygın bir şekilde engellilerle ilgili eğitim veren bölümlerinde Öncü araştırma ve uygulamalar desteklenmeli, engellilerle ilgili "uygulama araştırma merkezleri" kurulması teşvik edilmelidir. İlgili kurumlar arasında bilgi ve deneyim paylaşımı amacıyla işbirliği ve eşgüdüm sağlayıcı çalışmalara ağırlık eğitim sisteminin dışında kalıp eğitilemeyince, bu durum pek çok başka sorunu da beraberinde getirmektedir. İnsan yaşamında bazı sorunlar, bazı konular vardır ki gerek pek çok sorunun üretilmesinde, gerekse pek çok sorunun çözümünde adeta bir anahtar rolü oynamaktadır. Eğitim de onlardan birisidir. O nedenle engellilerin eğitim sorunlarına gerekli önem ve ağırlık verilmelidir. Ülkemizde engellilerin % 97'sinin eğitim olanaklarından yoksun kaldığı ileri sürülmektedir. Bu da sorunun bizdeki boyutu hakkında yeterince fikir vermektedir. Bu eğitim oranıyla engellilerin sorunlarını çözmek, onları topluma kazandırmak, toplumla bütünleştirmek olanaklı Fiziksel Çevre ve KonutEngellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur. Engellilerin içinde yaşadıkları fiziksel çevre, sahip oldukları fiziksel işlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açtığı sınırlamalar yüzünden büyük önem taşımaktadır. Eğitim konusunda belirttiğimiz gibi, toplumu tasarlarken, bir toplum modeli ortaya koyarken, içinde yaşanılan fiziksel çevreyi de o toplumun içinde yaşayan herkesi düşünerek tasarlamak gerekir. Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarına ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar, içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha birçok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluşturmaktadır. Böylece sahip olduğu engeli nedeniyle hareket yeteneği sınırlanmış insanların bu ve benzeri sebeplerle yaşadıkları sınırlama daha da pekişmektedir. Bunun anlamı Hareket yeteneği sınırlanan bireyin toplumsal yaşamdan dışlanmasıdır. Oysa bütün bunlar, engellilerin topluma katılmasını, toplumla bütünleşmesini kolaylaştıracak bir biçimde tasarlanabilir ve geliştirilebilir. Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin. Standart Kuralların eşit katılım için hedef seçtiği alanlardan ilki "ulaşılabilme" konusudur. Bu anlamda fiziksel çevre koşullarının engellilerin yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi, eşit katılım açısından yaşamsal değerde kabul edilmektedir. Fiziksel çevrenin yapılandırılmasında sorumlu kişi ve kuruluşların engelli kişiler konusunda bilgili, bilinçli ve duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla fiziksel çevrenin tasarlanması ve yapılandırılması süreçlerinde engellilerin, ailelerinin ve örgütlerinin katılımı konusu büyük önem ve araç-gereç gereksiniminin yeterince karşılanamaması da engellilerin toplumla bütünleştirilmesinin önündeki en büyük engellerden birisidir. Bilindiği gibi rehabilitasyon çok genel olarak, yitirilen bir yeteneğin yeniden kazandırılması, yerine başka bir yeteneğin 'ikame edilmesi" demektir. Her hangi bir sebeple engelli hale gelen birey önceden var olan işini artık yapamıyorsa ya o işi yapabilmek için "yeniden yeteneklendirilmesi = rehabilite edilmesi" gerekmektedir ya da bu İşi yapmak artık olanaklı değilse, yapabileceği yeni bir iş için beceri kazanması eğitilmesi gerekmektedir. Böyle bir rehabilitasyon sürecinden geçmemiş olan birey, topluma ve içinde yaşadığı aileye yük olmaktan kurtulamayacaktır. Engellilerin engelleriyle bağlantılı bir eğitim ve rehabilitasyon olanağından yararlanması, onları toplumsal yaşamla bütünleştiren en önemli etkendir. Oysa bu gün, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre az çok fark etse de, engellilerin ezici bir çoğunluğu bu olanaklardan kurallara göre engelliler için geliştirilecek rehabilitasyon programlarına katılım konusunda da eşitlik ilkesi en önemli rehber durumundadır. Programlar engellilerin, ailelerinin ve örgütlenmelerinin katılımı ile geliştirilmeli; nitelik ve nicelik yönden engellilerin gereksinimlerini karşılayacak yeterlikte olmasına özen gösterilmelidir. Eşitlik ilkesi gereği, birden çok özrü bulunanlar ihmal edilmemelidir. Rehabilitasyon programının kapsamında eğitim, danışmanlık, bireysel kapasitenin arttırılması, değerlendirme, rehberlik gibi konular yer almaktadır. Hedef kitlesi ise engellilerin yanı sıra aileleri, ilgili kuruluşların çalışanları, toplum, ilgili meslek elemanları ve medya yer almaktadır. Kurumunuza ait program, modül sınırlamalarını siz değil, otomasyonunuz takip etsin. Uygulanan rehabilitasyon programlarının değerlendirilmesinde engellilerin, ailelerinin ve örgütlerinin görüşlerine Önem verilmelidir. Ayrıca her engel kümesinde yer alan bireylerin gereksinim duydukları kimi araç gereçler vardır ki bunlar engelliler için son derece önemlidir, yaşamlarının adeta bir parçası gibidir. Bu araç gereçler engellinin hareket yeteneğini artırıcı özelliklere sahiptir. Bu da toplumla daha çok bütünleşme demektir. Yoksulluk ve işsizliğin en yaygın olduğu toplumsal kesimin engelliler olduğu düşünülürse, özellikle sosyal güvenlik ve sosyal refah hizmetlerinin yetersiz olduğu ülkelerde engellinin bu tip araç gereçlere kolaylıkla ulaşması beklenemez. Az Önce verilen örnekte olduğu gibi belirli oranda görme engeli olan bir insanın bir gözlük desteği ile bu sorununu çözülecekse ya da yürüme güçlüğü çeken bir insana sağladığınız bir araçla bir koltuk değneği veya tekerlekli sandalye ile onun hayatı önemli ölçüde kolaylaşacaksa, böylece engelli karşı karşıya olduğu sınırlanmanın, kısıtlılığın dışına çıkabilecekse, bu onun İçin vazgeçilmez bir şeydir. Bu sağlanamadığında engellinin topluma katılmasının önünde ciddi bir engel oluşmuş onurlu bir yaşam sürebilmeleri için kendi kendilerine yeten bireyler olmalarının önemine değinilmişti. Bu bağlamda kamusal yardımlardan yararlanmak konusunda tam bir eşitlik olmalıdır. Engellilere gereksinim duydukları araçlar, ücretsiz ya da çok ucuza verilmelidir. Engellilerin gereksinim duydukları özel araçların geliştirilmesi konusunda AR-GE araştırmalarının desteklenmesi, araçların üretimi ve ithalinde kolaylıklar sağlanması gerekir. En önemlisi engellilerin bu araçlara kolaylıkla, ulaşabilir olması sağlanmalıdır. Bu araçların üretimi ve dağıtımında tüm engel kümelerinin ve her engelli bireyin gereksinimleri özel olarak dikkate alınmalıdır. Engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak üzere tasarlanmış bu araçlar, onların toplumsal yaşama katılmalarını maksimize edecektir. Öğrencilere verilen eğitimleriterapileri MEBBİS"e otomatik aktarın. Engellinin Aile Yaşamı / Özel YaşamıTopluma katılma, toplumla bütünleşme konusunda bir başka güçlük de, engellinin aile yaşamı / öze! Yaşamıyla ilgili olarak ortaya çıkmaktadır. Fiziksel işlevlerindeki bozulma ya da bazı eksiklikler nedeniyle engellinin hareket yeteneği sınırlanınca, bu, onun özel yaşamına da bazı kısıtlamalar getirmektedir. Hatta sosyal hizmet kurumlarda sürekli bakım ve koruma altında olan engelliler için adeta özel yaşam yok denebilecek kadar azdır. Engelliye ait bir mekânın yokluğu ve kimi etkinliklerin cinsel yaşam gibi yasaklanması gibi pek çok sınırlama özel yaşamı ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca engellilerin evlenmeleri ve aile kurmaları da diğer insanlara oranla daha güçtür; bu da onların toplumla bütünleşmelerini önemli ölçüde engellemektedir. Gerek aile ortamında gerekse kurum yaşamında olsun, engelliler, özel bakım ve gereksinim kümesi oldukları için ya da başka zorlayıcı sebeplerle daha çok ihmal istismar kurbanı olmaktadırlar. Standart Kurallara göre devletler engellilerin aile yaşamına tam olarak katılmalarını desteklemek durumundadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da ayrımcı uygulamalar olmaması için çaba harcanması gerekmektedir. Evlilik, aile yaşamı ve cinsellik gibi konularda engellilere yönelik olumsuz önyargıların değiştirilmesi SorunuEngellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki en önemli engel ise istihdam sorunudur. Çalışmanın gerek bireysel gerekse toplumsal refahın sağlanmasındaki önemi tartışmasız benimsenmektedir. Çalışmayı Özendirmenin hem bireysel hem de toplumsal açıdan sayısız; yararı olduğu söylenebilir. Öte yandan çağdaş anlayışın bir gereği olarak "çalışmak ve işsizlikten korunmak" bir insan hakkı olarak da değerlendirilmektedir. İşsizlik ve çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlar, engellileri kuşatan sorunlar arasında, adeta diğer sorunların da temeli konumunda olan, bir diğer söyleyişle doğrudan doğruya diğer sorunları doğuran ya da bu sorunların daha şiddetle yaşanmasına neden olacak etkilerde bulunan bir özelliğe sahiptir. Her insanın yapabileceği bir iş vardır ve engelliler de fiziksel ve ruhsal işlevlerinde bir bozulma ya da eksiklik olsa bile, onların bu niteliklerini dikkate alan uygun bir eğitim ve rehabilitasyondan geçirildikleri zaman çalışabilirler, üretime katılabilirler. Çalışmanın, kültürün önemli bir parçası sayıldığı toplumlarda, herkes gibi engelliler de çalışmaya/üretmeye isteklidirler. İşsizlik, çok yönlü neden ve sonuçlara sahip bir olgudur. Bu sorunu, yalnız engellilerin değil tüm insanların gündeminde bir sorun olmaktan çıkarmak kuşkusuz en büyük amaç olmalıdır. Öğrenci, veli, verilen eğitimler, kesilen faturalara ait ayrıntılı istatistik çıkartın. Genel olarak engellilerin istihdamı ile bağlantılı yaşanan sorunları beş noktada ele almak Bunlardan ilki ülkemizde, henüz engellileri de gözeten sistemli bir iş analizi ve meslek tanımlaması çalışmasının yapılmamış olmasıdır. Bu gün engellilerin, sahip oldukları engelden kaynaklanan özellikleri ve nitelikleri de dikkate alınarak, hangi işlerde çalışabilecekleri konusunda, elde ciddi bir araştırma, bir çalışma bulunmamaktadır. Engelliler çok sayıda işte, kendi kendilerine yaptıkları girişimlerle çalışma deneyimleri yaratmaktadırlar. Oysa gelişmiş ülkelerde iş analizleri, meslek tanımları son derece önemlidir. Engelliler hangi işleri yapabilir? Bu iş, bu meslek hangi eğitim sürecinden geçildikten sonra yapılabilir? Bu eğitim sürecinin özellikleri ve aşamaları nelerdir? Bütün bunların ayrıntılarının belirlenmesi gerekir. İş piyasası, eğer belirli niteliklerle donatılmış bir iş gücüne gereksinme duymuyorsa, iş gücünü, bu niteliklerle donatmayı sürdürmek, bir yandan boşa giden emek ve para, diğer yandan da bu niteliklere sahip işgücünün işsizliğine kapı aralamaktır. Yani, her insanı olduğu gibi, engellileri de iş piyasasının özellikleri ve gereksinimleri doğrultusunda eğitmek, özellik kazandırmak ve iş piyasasına hazırlamak Engellilerin istihdamını güçleştiren sayısız neden arasında eğitim ve rehabilitasyon konusundaki yetersizlikler büyük yer tutmaktadır Bu gün ülkemizde ne yazık ki engelliler için yeterli eğitim ve rehabilitasyon mesleki eğitim ve rehabilitasyon dahil merkezi İçinde bulunduğumuz iktisadi yapının, engellileri de içerecek bir şekilde düzenlenmemiş olması, işverenlerin engellileri çalıştırmak konusundaki çekingenlikleri ve önyargıları da istihdamın önündeki engeller arasındadır. Bazı işler vardır ki engelliler bunları gerçekten diğer insanlardan daha iyi yapabilmektedir, bunlar kanıtlanmıştır. Toplum bu konuda bilinçli değildir. Bu bilinç olmadığı için de özellikle, işveren kesimi, "acaba yapabilirler mi" kaygısı içerisinde hareket etmektedirler. İşe alınan engellinin o iş ortamında başarılı olabilmesi, üretken olabilmesi için de işyerinde bazı düzenlemeler yapılmalı, önlemler alınmalıdır. Bunlar yapılmadığı zaman da çalışan engellinin işe yaramadığı, üretken olamadığı gibi bir kanaatin oluşmasına kapı aralanmakta; bu da henüz istihdam edilemeyen insanların önüne yeni engeller çıkarmaktadır. Bireysellleştirilmş Eğitim ProğramınıBEP kolayca hazırlayın. 4- Bir başka güçlük de engelli istihdamını kolaylaştırmada kullanılan araçların yeterince geliştirilmemiş olması ve uygulanmamasıdır. Dünyanın her yerinde engellilerin, istihdamı ile ilgili bazı kolaylaştırıcı yollar aranmakta ve kota rejimi başka koşullarda istihdamında güçlük bulunan nüfus kesimleri için kullanılır. Ülkemizde işyerlerinde 1475 sayılı İş Kanunu gereğince %3 oranında engelli istihdamını zorunlu kılan yasal düzenleme vardır. Ayrıca bu uygulama istihdamda pozitif ayrımcılık eski hükümlüler, korunmaya muhtaç gençler ve terörle mücadele sırasında yitirilen kamu görevlilerinin yakınları için de uygulanmaktadır. Bunun dışında korunmalı iş yerleri uygulaması vardır. Zaman zaman bu uygulama eleştiri alsa da, halen bazı engelli kümeleri örneğin ağır zihinsel engelliler için özellikle önerilmekte ve kullanılmaktadır. Seçilmiş iş yöntemi, bazı işlerin yalnızca engelliler tarafından yapılması örneğin santral işletmenliğini yalnız görme engelliler tarafından yapılması gibi için onlara tahsis edilmesidir. Değişik esnek çalışma biçimlerinin evde çalışma, evde üretim, yarım zamanlı çalışma engelliler için özellikle kullanılması da Engellilerin istihdamla bağlantılı sorunları istihdam gerçekleştikten sonra da ortaya çıkmakta ve iş yaşamı içinde de sürmektedir. Bu aşamada engelliler sahip oldukları kişisel özellikleri ve nitelikleri ile bağlantılı pek çok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bunlar, olumsuz iş ve işyeri koşullarından tutun da, çalıştığı işte karşılaştığı sosyal güvenlik sorunları, yetersiz ücret, işinde ilerleyememe, erken emeklilik gibi sayısız sorunları içeren geniş bir alana yayılmaktadır. Standart Kurallar istihdam konusunda engelliler aleyhine var olan düzenleme ve uygulamaların kaldırılarak engellilerin istihdamını kolaylaştırmayı öngörmektedir. Engellilerin çalışacağı ortamların onların gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanıp yapılması, engellilerin istihdamını kolaylaştıracak teknolojik gelişmenin desteklenmesi, istihdama uygun eğitim verilmesi Standart Kurallarda altı çizilen diğer konular arasındadır. Ayrıca, engellilerin çalışması yönünde, toplumdaki önyargıları giderici çalışmalar ve engellilerin istihdamı konusunda kamu ve özel sektör sorumluluğu özellikle vurgulanmaktadır. Öğrenci ve Veli bilgilerinin kolayca takip edin. Bugün gelinen noktada, engelli istihdamının görünümü genel olarak şudur Sorun bir yanıyla çok uzun süredir yaşanan, müzminleşerek yapısal bir özellik kazanan, genel işsizlik sorununun bir parçasıdır. Bir yanı ile kendine Özgü özellikler taşımaktadır. Genel işsizlik sorununun bir parçası olarak getirilecek çözüm arayışları bu gerçeği de gözetmek zorundadır. Kendine özgü yanları da özgün çözüm arayışlarını zorunlu kılmaktadır. Bu gün ülkemizde engelli iş gücü arasında işsizlik oranının tam olarak ne olduğu bilinmemektedir. Buna karşın bu oranın %99'lar dolayında olduğu ifade edilmektedir. Bu oran gerçeği yaklaşık ifade ediyor bile olsa, sorunun boyutlarını sergilemeye yeterli görünmektedir. Bu nedenle, kendine özgü yanlarıyla engelli sorunlarının en önemli boyutlarından birini oluşturan engellilerin istihdamı sorunu, sosyal politikanın odağında yer alarak en kısa sürede çözüme kavuşturulmayı çalışması ve işsizlikten korunması konusu bir yandan uluslararası belgelerde bir yandan da başta Anayasa olmak üzere ulusal mevzuatımızda gereğince işlenmiştir. Bu yönde, ortaya çıkacak hukuksal düzenleme gereksinimini karşılayacak yeni çalışmalar elbette ihmal edilmemelidir. Ancak bu alandaki asıl sorun toplumsal anlayıştan, uygulamadaki tutarsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu gün ülkemizde engelliler işsiz kalmanın ezikliği içindedirler. Üretken ve yaratıcı çalışma, insanca ve onurlu bir yaşam sürdürebilmenin ön koşuludur. Bu yüzden engelli bireyin de topluma uyumunda, toplumla bütünleşmesinde bir işe sahip olması büyük önem taşır. Engelli birey işsiz kaldığı ve yaşadığı topluma üreterek katkıda bulunamadığı için kendini gerçekleştirmemekte, ailesine katkıda bulunamamaktadır. Öğrencilere verilen eğitimleriterapileri MEBBİS"e otomatik aktarın. Yani engellilere acımanın engellilere bir fayda getirmeyeceğinden, onların hayatlarını daha da kolaylaştıracak çalışmalarda bulunulmamız, onların bireyliklerini desteklemekle birlikte toplumdaki yerlerini, sağlam bir biçimde almalarını sağlamalı ve bunlar için gerekli işlerin yapmalıyız. Kısacası bilincimizi doğru bir şekilde oluşturmamız ve başkalarını bilinçlendirmemiz engellilerimiz için çok daha yararlı HEPİMİZ POTANSİYEL ENGELLİYİZ… KAYNAKLAR 1. Arıkan, Görme Özürlü Federasyonu Yayını No 2. Başbakanlık Özürlüler idaresi Başkanlığı, Özürlüler İle İlgili Mevzuat, Ankara 2002. 3. Genel Kurul'unun 20 Aralık 1993 tarihinde yapılan 48. toplantısında 48/96 sayılı kararı. 4. Karataş,Kasım."Özürlüler Kentlerde Özgürce Yaşamak İstiyorlar" 4,97 Kasım-98 Nisan,ss10-13 5. Koçyıldırım, Şener
7. Sınıf Türkçe Engelli insanların günlük yaşantıda karşılaştıkları zorlukları arkadaşlarınızla tartışınız. konusunu kısaca ve uzun ele insanların günlük yaşantıda karşılaştıkları zorlukları arkadaşlarınızla tartışınız. konusu ile ilgili kısaca bir yazı örneği ;Cevap Engelli insanların günlük yaşantıda diğer insanlardan kaynaklanan ve yapısal olarak birçok Düşünsel olarak engelli insanlar düşünmeyen insanlardan dolayı hayatta birçok zorluk çektiklerini insanların günlük yaşantısında karşılaştıkları sorunlar Örnek vermek gerekirse merdivenlerde çıkamadıkları gerektiren falan yapılmadı kları Işıklı cihaz ve yollarda engelliler için uyarı ve düğmelerinin olmadığı insanlar tarafından bilinçsiz bir şekilde Kaldırıma park edilen araçlar yüzünden Yollarına devam edip etmedikleri edemedikleri gibi birçok sorunlar ifade insanların günlük yaşantıda karşılaştıkları zorlukları arkadaşlarınızla tartışınız. konusu ile ilgili uzun bir yazı örneği ;Cevap Günümüzde dikkatsiz ve bilinçsiz insanlar tarafından engelli insanların günlük yaşantısında karşılaştıkları zorluklar artmakla beraber engelli olan insanların da hayatını kolaylaştıran faaliyetlerin yapılmadığı ve göz ardı edildiğini insanların günlük yaşantısında karşılaştıkları zorlukları Örnek vermek gerekirse Kaldırımda bilinçsiz insanların arabalarını park etmeleri yapılan yapılar da rampaların yapılmaya engelli insanların çıkmasının engellenmesi gerekli ışık ve cihazlarda veya Yollarında engelliler için düğmelerin yapılmayarak gerekli geçiş imkanlarını sağlanmaması gerekli sosyal ve desteklemelerin yapılmayarak ve iş imkanlarının sağlam merak birçok ekonomik ve hayatsal ve sosyal olarak bir çok zorluklar çektiklerini söyleyebiliriz. Engelli insanların günlük yaşantıda karşılaştıkları zorlukları arkadaşlarınızla Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...
Mesaj Gönderim Zamanı 1957 1 Üye 0 Bana gelen bir e-mail'de ilkokul 7. sınıf öğrencisi şöyle bir ödev konusu hakkında bilgi istedi. Burada katkı sunabiliriz diye düşündüm..."Bedensel ve Zihinsel Engellilerin Karşılaştığı Zorluklar", başlığı altında bir konu araştırıyorum, ama hiç bir şey bulamadım. bana yardımcı olabilir misiniz? Mesaj Gönderim Zamanı 2304 2 Üye 0 Şunu bulabildim.. Daha da genişletilebilir har halde.. Ne dersiniz öğretmen arkadaşlar? TÜRKİYE'DE ENGELLİLERİN ULAŞABİLİRLİĞİNDEKİ SORUNLAR Mesaj Gönderim Zamanı 1858 3 Üye 0 Sayın Baben konu günlük yaşamlarında karşılaştığı zorluklar mıdır ? 7. sınıf öğrencisiyse öğretmeni bu konu üzerinde durmuş olabilir diye düşündüm...Bilgi verirseniz sevinirimya da zaten yaşadığımız zorluklardan yola çıkıp cevapları oluşturalım el birliğiyle Mesaj Gönderim Zamanı 2002 4 Üye 0 bedensel ve zihinsel özürlülerin karşılaştığı acı gercekler,toplumda yürüyüşleriyle,bedensel olan hareketleriyle alay edilip toplum da alay konusu ,zihinsel kavrama yeteneğinden dolayı dışlanarak kendi dünyasın da umutsuz çaresizliğe itilip bedensel özründen dolayı yakınına yürüyenler sanki saldırıya uğrayacak gibi karşı kaldırıma kaçarlar hiç bunları yaşayan oldumu içimizde ben den başka Mesaj Gönderim Zamanı 2238 5 Üye 0 Engellilerin Başlıca Sorunları 1-Ulaşım, Fiziksel Çevre ve Konut 2-Rehabilitasyon 3-Engellinin Aile Yaşamı / Özel Yaşamı 4-İstihdam Sorunu Ve Mesaj Gönderim Zamanı 0018 6 Üye 0 Öykücüm, öğrenci arkadaş geçen yıl sormuştu o konuyu, ben de yukardaki linkteki yazıyı bulup iletmiştim kendisine.. Daha sonra da bağlantımız koptu.. Ama biraz daha deşelemekten zarar gelmez. Elimizde hazır oluyor doneler.. Sevgili Mehmet, senin yaşadıklarını dışarı çıkabilen çoğu engelli yaşamıştır inan! Maalesef ülkemizin gerçeği bu! Adımız o yüzden "engelli" ya! Mesaj Gönderim Zamanı 0320 7 Mesaj Gönderim Zamanı 0928 8 Üye 0 En temel ve derin sorun bence sakatların Cinsellik sorunudur.. Diğer tüm sorunları çözdükçe olay Cinsellik sorununda tıkanır.. Bu sorunun temelinde toplumun kafasındaki ötekileştirme yatar.. Mesaj Gönderim Zamanı 1048 9 Askıda Üyelik 0 Kalem hocamın yazdığı maddelere ve Hasan Bey'in bahsettiği soruna ilaveten; Sosyalleşme sorunusiz buna ne derseniz deyin,ben bunu tercih ettimSakat/engelli/özürlü/zedeli kişilerle samimiyet kurulmaz,helede doğuştancongenital sakat olanlar bu konuda daha şanslılar,belli bir arkadaş çevresi var ise,bir kaç fire verilse de,sevdikleri onları terk etmez,mazide çok şey konjenital olanlar ise hayata 0 kilometre başladığımızdan,arkadaş toplamamamız zor,helede görünüşünde çok dikkat çekici ise,birde yere gitsen, bile yanında sana eşlik edecek kimse çocuğu olan kişilerlerlede fazla samimiyet kurulmak evladı zihinsel engellimental retardasyon ise...Saktlat toplumun mütecerrit bu yüzden mağaramda çok mutluyum. Eğitim sorunuÖzellikle mental engelli kişilerin eğitim ve donanımını sağlayacak merkezlerin ve eğitmenlerin yetersiz bile daha yeni yeni rehabilitasyon merkezleri sendromlu kardeşim için bir dönem rehabilitasyon merkezi az bu konuda eğitimsiz olmaları. Ebeveynlerinin vefatı sonucu sahipsiz kalma sorunuSakat evlada sahip her ebeveyn bu kaygıyı taşır,ben ölünce kim bakacak,nasıl yaşayacak,hele de zeka problemli olanlarda ise kişisel bakım ihtiyaçları için kimsenin olmaması büyük kardeşim ona kimse yemek vermese karnı acıktığında gidip birşey yiyemez,bunu akledemez. En son maddeyi kendime özel bulmakta çok güçlük çekiyorum,özellikle bazen çocuk kıyafeti çocuklar kollarını kısalttırınca olmuyor. Mesaj Gönderim Zamanı 1109 10 Üye 0 maalesef arkadaşlar sorunlar yaşamak ve sineye çekerek çözülüyor sitem ederek, yazarak bu gibi sitelerde engellerimiz dile geliyor hiç değilse kaderimizi paylaşabiliyoruz az olsa teselli oluyoruz baben ve arkadaşlarımın konuyu yorumlarıyla sıkıntılarımızı çok güzel paylaştıkları için teşekkür ediyorum sağ olun Mesaj Gönderim Zamanı 2303 11 Üye 0 bir isitme engelli kucuklugunden degil sonradan olmussa daha kolaydir egtimleri yeni yeni rayina oturmasad iste soyle boyle disaridan bakinca hicbirsey belli degil bir isleri olursa canla basla calisirlar genede isveren sozum ona o kadar is cikarsada engelliye lutfetmistir daha kac sene sunun surasinda yuksek ogretim yapmaya basladiklari gariplerimin halen bile ogretmenlerinin gerizekali muamelesi yaptiklari isitme engelli yavrcaklar vardir az isitme kaybi olan veya yetiskinliginde engelli olan icin hayat nispeten daha kolaydir Mesaj Gönderim Zamanı 2033 12 Üye 0 shukufe; öncelikle senin yazılarını ilk üye olduğumdan beri takip ediyorum. şahsi düşüncem ciddi bir eğitim sahibi olduğun. ama ben doğuştan işitme engelliyim ve eğitim alamadım dediğin için öncelikle seni canı gönülden tebrik çok iyi yetiştirmiş vede yetiştirmeye devam ediyorsun. konuya gelirsem; öncelikle bedensel ve zihinsel engellilik başlıbaşına bir sorundur. hem aile açısından hem çevresi açısından hemde kendi yaşamsal imkanları açısından. -aile -çevresi -psikolojisi -eğitimi yukardakiler engelli sorunları açısından bir bütün olarak incelenmelidir.
engellilerin sosyal hayatta karşılaştıkları sorunlar ve çözümleri kısaca