İngilizce değişik kısa ve kolay diyalog örnekleri. İngilizce diyaloglar, telefonda, arkadaşla karşılaşınca vb. oluşan diyaloglar. SELAMLAŞMA. A: Hi, how are you doing? B: I’m fine. How about yourself? A: I’m pretty good. Thanks for asking. B: No problem. So how have you been? A: I’ve been great. What about you? B: I’ve been
İngilizcede Ortaokul 5. Sınıf 5. Ünite (Health) Konu Anlatımı, Ortaokul ile ilgili konu anlatımı.
Aşağıdahastalık ve yaralanmalarla ilgili İngilizce kelimeler verilmiştir. headache baş ağrısı . earache kulak ağrısı . toothache diş ağrısı . stomach-ache mide ağrısı . backache sırt ağrısı / bel ağrısı. sore throat boğaz ağrısı / şişmesi. fever / temperature ateş / ateşlenmek. cold üşütmek. cough
tonikkas gerilimleriyle seyreden hastalıklar ile ilgili: entastic s. 138: Patoloji: bulaşıcı hastalıklar ile ilgili: loimic s. Pharmaceutics: 139: Eczacılık: protozoanın neden olduğu (sıtma gibi) hastalıklar için kullanılan ilaç: antiprotozoal i. 140: Eczacılık: protozoanın neden olduğu (sıtma gibi) hastalıklar için
İngilizcesağlık ve hastalıklar (health and illnesses) ile ilgili kelimeleri bulun. Adamı ıslanmaktan kurtararak oyunu devam ettirin: Harflere tıklayarak sağlık ve hastalıklar hakkındaki gizli kelimeyi bulmaya çalışın. Her yanlış harf tahmininiz alttan bir kapağın açılmasını sağlıyor.
1 Öğrencilerden ilgili metni dinlemeleri ve ardından parçada duydukları yapıları kullanarak konuşmaları beklenir. Reading and Writing/ Okuma ve Yazma Yönergeleri 1. Öğrencilerden parçayı okumaları ve alıştırmaları yapmaları istenir. 2. Öğrencilerden teknoloji bağımlılığı ile ilgili bir paragraf yazmaları istenir.
qnGWL. » İngilizce Hastalıklar, “What is the matter with… ?” soruları ve cevapları, “Should” ile Olumlu Olumsuz ve Soru Cümleleri Konu Anlatımı İngilizce hastalıklar illnesses hakkındaki kelimeler “What’s the matter with … ?” sorularının cevaplarında kullanılabilir. Ayrıca bu konuda hastalıklara karşı tavsiye verirken “should” konusunda olumlu ve olumsuz cümle kurmayı ve tavsiye istemeyi de göreceğiz. İngilizce hastalıklar illnesses konusunda karşılaşabileceğiniz kelimeler İngilizce yazılışları, okunuşları ve Türkçe karşılıkları ile tablo şeklinde verilmiştir. İngilizce yazılışları Okunuşları Türkçe karşılıkları Illnesses İılnısıs Hastalıklar Cough Kof Öksürük Stomach ache Stomek eyk Karın ağrısı Headache Hedeyk Baş ağrısı Backache Bekeyk Sırt ağrısı Flu Flu Grip Earache İıreyk Kulak ağrısı Sore throat Sor trot Boğaz ağrısı Cold Kold Soğuk algınlığı Toothache Tuteyk Diş ağrısı Fever Fivır Ateş Runny nose Rani noz Burun akıntısı Measles Mizıls Kızamık Chicken pox Çikın paks Su çiçeği Bump Bamp Şişlik Broken leg Brokın leg Kırık bacak Broken arm Brokın arm Kırık kol Wounded knee Vundıd ni Yaralı diz Bruise Bruz Yara, bere Rash Reş Kızarıklık Sunburn Sanbörn Güneş yanığı Itch İtç Kaşıntı Cut Kat Kesik Nausea noziya Mide bulantısı Painkiller Peynkilır Ağrıkesici Lemon and mint tea Lemın end mit ti Nane limon Aspirin Espirin Aspirin Rest / Have a rest Rest / Hev e rest Dinlenmek Scratch Skreç Kaşımak Nasal spray Neyzıl sprey Burun spreyi İngilizce hastalıklar illnesses hakkında şu videoyu izleyebilirsiniz “What is the matter …..?” İngilizcede bir kişinin neyi olduğunu sorarken “What is the matter ….?” sorusu kullanılır. …. olan yere kimin neyi olduğunu soruyorsak onu getirmemiz gerekir. Ancak burada subjective pronouns, yani özne olarak kullandığımız kelimeleri kullanamayız. Lütfen aşağıdaki tabloyu ve altında yer alan soruları inceleyiniz. Subjective pronouns Objective pronouns I Me You You We Us They Them He Him She Her It It Jack Jack Joe Joe Özel isimler değişmez. “You” ve “it” de aynı kalır. Bu sorular cevaplanırken ise have’ ya da has’ kullanılır; I have You have We have They have He has She has It has Joe has Hastalık isimleri genellikle a/an ile kullanılır. Ancak grip flu ve kızamık measles “the” ile kullanılırlar. Su çiçeği chicken pox ise önünde “a/an/the” olmadan tek kullanılır. I have a headache. Baş ağrım var. I have the flu. Gribim var. I have the measles. Kızamığım var. I have chicken pox. Suçiçeğim var. What’s the matter with you? Neyin var? I have a headache. Baş ağrım var. What’s the matter with him? Onun neyi var. He has a broken arm. Kolu kırık. What is the matter with her? Onun neyi var? She has a broken leg. Bacağı kırık. What is the matter with your mother? Annenin neyi var? She has the flu. Gribi var. What’s the matter with your brother? Erkek kardeşinin neyi var? He has a cough. Öksürüğü var. What’s the matter with Olivia? Olivia’nın neyi var? She has the measles. Kızamığı var. What is the matter with them? Onların neyi var? They have chicken pox. Suçiçekleri var. What is the matter with Joe, Jane and Jake? Joe, Jane ve Jake’in neyi var? They have chicken pox. Suçiçekleri var. What’s the matter with Beverly? Beverly’nin nesi var? She has a sore throat. Boğaz ağrısı var. What’s the matter with Jacob? Jacob’ın nesi var? He has a backache. Sırt ağrısı var. SHOULD “Should” tavsiye verirken kullanılır. Eğer bir şeyi tavsiye ediyorsak özneden sonra “should” ; tavsiye etmiyorsak “shouldn’t” getirilir ve daha sonra da mutlaka bir verb eylem kullanmamız gerekir. Bu eylem hiçbir ek alamaz. Aşağıdaki diyaloglarda “should” ve “shouldn’t” örnekleri verilmiştir. İnceleyiniz. + What is the matter with you? Senin neyin var? – I have a high fever. Yüksek ateşim var. + You should have a rest. Dinlenmelisin. + What is the matter with you? Senin neyin var? – I have a bug bite. Böcek ısırığım var. + You shouldn’t scratch it. Kaşımamalısın. + What is the matter with him? Onun nesi var? – He has an earache. Kulak ağrısı var. + He shouln’t listen to loud music. He should go to a doctor. / He should see a doctor. Yüksek sesle müzik dinlememeli. Doktora gitmeli. / Doktora görünmeli. + What is the matter with Warren? Warren’ın nesi var? – He has a bump on his head. Kafasında şişlik var. + He should go to a doctor. Doktora gitmeli. + What is the matter with your brother? Erkek kardeşinin nesi var? – He has a stomachache. Karın ağrısı var. + He should take a painkiller. Bir ağrı kesici almalı. + What’s the matter with George? George’un neyi var? – He has a toothache. Diş ağrısı var. + He should go to the dentist. Diş hekimine gitmeli. + What’s the matter with Caleb? Caleb’ın neyi var? – He has a runny nose. Burun akıntısı var. + He should use nasal spray. Burun spreyi kullanmalı. + What’s the matter with her? Onun nesi var? – She has the flu. Gribi var. + She should drink lemon and mint tea. Nane limon içmeli. + What’s the matter with them? Onların neyi var? – They have chicken pox. Suçiçeği var. + They should stay at home. They shouldn’t go to school. Evde kalmalılar. Okula gitmemeliler. Tavsiye isterken “What” question with “should” İngilizcede “Ne yapmalıyım?” , “O ne yapmalı?” gibi tavsiye soruları sorarken “What” soru kelimesi en başa getirilmeli ve daha sonra özne kullanılmalıdır. “Ne yapmalıyım?” veya “O ne yapmalı?” veya “Onlar ne yapmalı?” gibi sorular sorduğumuz için de “yapmak” yani “do” eylemi kullanılmalıdır. Örnekleri inceleyiniz. + I have the measles. Kızamığım var. What should I do? Ne yapmalıyım? – You should stay at home. Evde kalmalısın. + She has a sore throat. Onun boğaz ağrısı var. What should she do? Ne yapmalı? – She should drink milk with honey. Ballı süt içmeli. + He has a terrible headache. Onun korkunç bir baş ağrısı var. What should he do? Ne yapmalı? – He should take a painkiller. Ağrı kesici almalı. + Mike has a toothache. Mike’ın diş ağrısı var. What should he do? Ne yapmalı? – He should go to the dentist. Diş hekimine gitmeli. + You have a runny nose. Burun akıntın var. What should you do? Ne yapmalısın? – I should use nasal spray. Burun spreyi kullanmalıyım. + They have chicken pox. Onların su çiçeği var. What should they do? Ne yapmalılar? – They should stay and home and have a rest. Evde kalmalı ve dinlenmeliler. + Sheila has the flu. Sheila’nın gribi var. What should she do? Ne yapmalı? – She should drink lemon and mint tea. Nane limon içmeli.
At The Doctor’s Office – Doktorda [ingilizce doktor hasta diyaloğu] Secretary Good morning. Can I help you? – Günaydın. Yardımcı olabilir miyim? Vahit Altun Good morning. My name is Altun. I have an 11 o’clock appointment. – Günaydın. Soyadım Vahit’tir. Saat 1100’de randevum var. S Please, take a seat. The doctor will see you soon. – Oturun lütfen. Doktor sizi kısa sürede kabul edecek. Thank you. – Teşekkürler. Doctor Hello, Come in, please. Sorry to have kept you waiting. – Merhaba, Lütfen gelin. Beklettiğim için üzgünüm. That’s all right. Did you get all the test results? – Sorun değil. Tüm test sonuçlarını aldınız mı? D Yes, I got them last night. As to the tests, everything is okay. Your cardiogram is normal too. – Evet, dün gece aldım. Testler açısından her şey normal. Sizin kardiyogram çok normaldir. But what about the X-ray? Is anything wrong? – Peki ya röntgen sonuçları? Yanlış bir şey var mı? DThe X-ray shows emphysema. That’s evidently the result of your heavy smoking. Your breath shortness and your cough are probably caused by the emphysema. – – Röntgen sonuçları amfizem gösteriyor. Bu besbelli fazla sigara içmenizin sonucudur. Sizin nefes darlığınız ve öksürüğünüz muhtemelen amfizemden kaynaklanıyor. Is that serious? – Durum ciddi mi? D It could become extremely serious. If you are worried about your health cut out your smoking. – Son derece ciddi hale gelebilir. Sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa sigarayı bırakın. Certainly, I’ll try to stop smoking. What else could you advise me to do for improving my health? – Kesinlikle, ben sigarayı bırakmaya çalışacağım. Sağlık durumumun iyileşmesi için bana başka ne tavsiyelerde bulunabilirsiniz? D You should do daily exercises. Eat small meals four or five times a day. – Günlük egzersizler yapmalısınız. Yemekleri az az günde dört ya da beş öğün olarak yiyin. Do I have to go to the hospital? – Ben hastaneye yatmak zorunda mıyım? D No. I’ll give you a prescription. Take the pills three times a day. I want you to see me again in three weeks. Stay well. – Hayır size bir reçete yazacağım. Günde üç kere bu hapı alın. Üç hafta sonra buraya tekrar gelmenizi istiyorum. Kendinize iyi bakın. Thank you , doctor. – Teşekkürler doktor. İngilizce Doktorda Diyalogu 2 Doctor What’s troubling you? – Şikayetiniz nedir? Patient I’ve caught a cold. I have a sore throat and a bad cough. – Üşüttüm. Boğaz ağrım ve kötü bir öksürük var. D Put this thermometer under your tongue. I want to see if you have a fever. Let me see. Yes, you have a temperature. When did you first feel ill? – Dilinizin altına bu termometreyi koyun. Ateşiniz varsa görmek istiyorum. Bakayım. Evet, ateşiniz var. Ilk ne zaman kendinizi kötü hissettiniz? P A couple of days ago. – Bir kaç gün önce. D Let me examine you. Take a deep breath. Now I want to test your blood pressuretesting blood pressure. Your blood pressure is slightly above normal, but nothing to worry about. Any other trouble? – Sizi muayene edeyim. Derin bir nefes alın. Şimdi tansiyonunuza bakmak istiyorum. tansiyon ölçülüyor. Tansiyonunuzu biraz normalin üzerinde, ama endişelenecek bir durum yoktur. Başka bir sorun? P Doctor, I haven’t been sleeping well. – Doktor, ben iyi uyuyamıyorum. D I’ll give you some sleeping pills. Take the tablets as prescribed-you take only one at bedtime. You must stay in bed for several days until your temperature has gone down. Here’s a prescription for your flu. Come in again to see me in ten days. – Size uyku hapları yazacağım. Reçetedeki ilaçları yatmadan önce bir tablet olarak alın. Ateşiniz inene kadar birkaç gün yatakta kalmanız gerekir. İşte grip için reçete. On gün sonra beni görmek için tekrar gelin. P Okay. Thank you, doctor. – Tamam. Teşekkürler, doktor. Useful Words And Expressions – Yararlı kelimeler ve ifadeler headaches – baş ağrısı dizziness – baş dönmesi ulcer – ülser liver disease – karaciğer hastalığı kidney disease – böbrek hastalığı stomach disease – mide hastalığı insomnia – uykusuzluk pneumonia – pnömoni heart attack – kalp krizi heart disease – alp hastalığı stroke – insult malignant tumor – kötü huylu tümör cancer – kanser benign tumor – iyi huylu tümör hypertension – hipertansiyon hypotension – hipotansiyon bleeding – kanama pus – irin inflammation – inflamasyon cold – soğuk algınlığı runny nose – burun akıntısı hoarse voice – boğuk ses sore throat – boğaz ağrısı constipation – kabızlık diarrhea – ishal upset stomach – mide bozukluğu heartburn – mide ekşimesi cramp – kramp to gain weight – kilo almak to lose weight – kilo vermek
Hakkında İngilizce Diyaloglar Blogu Türkçe konuşan şahısların pratik bir şekilde İngilizce öğrenmelerini sağlamak amacı ile hazırlanmıştır. Blogda günlük hayatta karşılaşılan “çeşitli ingilizce diyaloglar” yer almaktadır. İngilizce diyalogların konuları günlük hayattan alınmıştır ingilizce yön tarifi konu anlatımı, telefon görüşme örnekleri, iş görüşmesi nasıl yapılır, banka hesabı nasıl açılır ve benzeri konulara yer verilmiştir. İngilizce Diyaloglar Blogunun amacı; ziyaretçilerin kılavuzumuzdan yararlanarak ingilizce konuşmalarını kolaylaştırmaktır. Tüm diyaloglar İngilizce ve Türkçe olarak yer almaktadır. Bazı durumlarda diyaloglara kelime listesi eşlik eder. Bu listelerin yer alması belli konulara ek bilgi ekleme ihtiyacı nedeni ile uygun görülmüştür. Bir çok Amerikan deyimsel ifadeleri göz önünde bulundurularak Türkçe eşdeğerleri kombinasyonlarına yer verilmiştir. İngilizce Diyaloglar Blogumuz tamamen pratik özellik taşımaktadır. Blog geniş bir ziyaretçi yelpazesi düşünülerek hazırlanmıştır ingilizce dil kursu öğrencileri ve aynı zamanda gündelik Amerikan konuşma diline sahip olmak isteyen herkes düşünülmüştür. Diyaloglarda kullanılan tüm isimler sadece örnek verme amacı ile kullanılmıştır. Ayrıca, blogumuzda ingilizce özgeçmiş hazırlamak isteyen ziyaretçilerimize ve iş yazışmaları örnekleri arayan kişilere yönelik pratik öneriler yer almaktadır.
Oluşturulma Tarihi Ekim 13, 2020 1447''Health Problems'' Sağlık Sorunları demektir. ''İllness'' - ''Sickness'' ve ''Disease'' sözcüklerinin Türkçe karşılığı ise hastalıktır. ''Medication'' - İlaç anlamına gelirken ''Receipt'' kelimesinin anlamı reçetedir. 5. sınıflar İngilizce Health Problems Hastalıklar - Sağlık Problemleri konusunu ayrıntılı bir şekilde olduğumuz yerlere Hastane ve Sağlık Ocağı denir. Hastane kelimesinin İngilizce karşılığı Hospital'dır. ''Primary Health Care Center'' ise Sağlık Ocağını tanımlamak için kullanılır. İngilizcede Doktor - Doctor olarak yazılırken Nurse - Hemşire ve Treatment - Tedavi anlamına gelir. Health Problems Hastalıklar - Sağlık Problemleri 1- Göz Hastalıkları / Eyes Diseases Astigmat - Astigmatic Miyop - Myopic ya da Nearsighted Astigmat - Astigmatism Göz tansiyonu - Glokom - Glaucoma Katarak - Cataract Şaşılık - Cross Eye Göz Tembelliği - Amblyopia Gece Körlüğü - Night Blindless ya da Moon Blindless Örnek Cümleler - Myopia cannot see far. Miyoplar uzağı göremez. - My grandmother will have cataract surgery tomorrow. Büyük annem yarın katarakt ameliyatı olacak. 2- Sık Görülen Hastalıklar / Hequent Diseases Ateş - Fever Yüksek Ateş- High Fever Diş Ağrısı - Toothache Baş Ağrısı - Headache ya da Nuisance Yüksek tansiyon - High Blood Pressure Sivilce - Achne ya da Pimple Grip - Flu ya da Grippe Nezle - Snuffle ya da Common cold Migren - Migraine Boğaz Ağrısı - Sore Throat Sinüzit - Sinusitis İshal - Diarrhea Tansiyon - Tension Baş Dönmesi - Dizzinies ya da Vertigoes Kızamık - Measless Saman nezlesi - Hay fever Çiçek Hastalığı - Smalipox Kansızlık - Anemia Nasır - Kerotoma Sedef - Psoriasis Alerji - Allergy Alerjik Astım - Allergic Asthma Öksürük - Cough Şeker hastalığı - Diabetes Karın Ağrısı - Stomache Örnek Cümleler - My uncle has had high fever. Amcamın yüksek ateşi var. I can't take the toothache any longer. Diş ağrısına daha fazla dayanamayacağım. - The headache does not keep my mother to sleep. Baş ağrısı annemi uyutmuyor. - Aslı has four or five pimples on her face. Aslı'nın yüzünde 4 -5 tane sivilce var. - I get flu very often in winter. Kış mevsiminde çok sık grip oluyorum. - Dry your hair or you will get sinusitiz. Saçlarını kurula yoksa sinüzit olursun. - Hay fever is not a dangerous disease. Saman nezlesi tehlikeli bir hastalık değildir. - Psoriasis is a type of skin disease. Sedef, bir tür deri hastalığıdır. - I'll buy cough syrup from the pharmacy. Eczaneden öksürük şurubu alacağım. - I have a stomach ache since morning. Sabahtan beri karnım ağrıyor. 3- En Tehlikeli Hastalıklar / The Most Dangerous Diseases Kanser - Cancer Prostat Kanseri - Prostat Cancer Akciğer Kanseri - Lung Cancer Kan Kanseri / Lösemi - Leukemia Ağız Kanseri - Oral Cancer Verem - Tubercular Cüzzam - Leprosy Kuduz - Mad Beyin Felci - Cerebral Palsy ya da Paralysis of the brain Deri kanseri - Skin cancer Felç - Stroke Örnek Cümleler - I think scientists will soon find a cure for cancer. Bence bilim adamları yakında kanserin tedavisini bulacak. - Leprosy used to be a very common disease. Eskiden cüzzam çok sık görülen bir hastalıktı.
Hasta olmak hevesle beklenen bir şey değildir. Kendini hasta hissetmek ve günlerini ya da haftalarını yorganların altında geçirmek güzel bir his değil. Ancak, hastalığınız hakkında nasıl konuşacağınızı bilmek, neden iyi görünmediğinizi anlatırken, size yardımcı olacaktır. Hatta bunun sayesinde biraz ilgi bile görebilirsiniz, tavuk suyuna çorba şeklinde mesela! Hastalığınızı nasıl açıklarsınız? to feel under the weather Kendini hasta hissetmek. Genelde hafif hastalıklar için kullanılır, sizi hastaneye yatıracaklar için değil. “I feel a bit under the weather.” a cold / coming down with a cold Burnunuzda ve göğsünüzde hafif bir hastalığın semptomlarını hissetmek. Mideniz ağrıyorsa, bunu tarif etmek için “a cold”u kullanmazsınız. “I think I’m coming down with a cold.” a bug / a bug going around “a bug” hastalık için ya da hastalığa sebep olan mikroplar için kullanılan bir terimdir. “There must be a bug going around. Everyone at work is sick!” a splitting headache Çok şiddetli baş ağrısı “Do you have any pain killers? I’ve got a splitting headache.” contagious Kolayca bir insandan diğerine geçen, genellikle hastalıklar için kullanılır -bulaşıcı. “Don’t get too close! My cold is contagious.” the flu Virüsün sebep olduğu bir hastalık. ABD’de “flu” sadece enflüanza virüsünün sebep olduğu hastalıklar için kullanılır. İngiltere’de “the flu” burun/göğüs ile ilgili herhangi bir hastalığı tarif etmek için kullanılır. “I feel terrible today! My body aches and I can’t stop sneezing. I must have the flu.” stomach flu Yemek zehirlenmesinin sebep olmadığı, bulaşıcı mide hastalığı. “It’s always embarrassing to tell people you have a stomach flu!” Doktordan randevu nasıl alınır? Kendinizi kötü hissettiğinizde ve bir doktora gitmek istediğinizde, endişelenmeyin! Telefonda randevu alırken kullanabileceğiniz kolay cümleleri burada bulabilirsiniz. “Hello, I’m calling to make an appointment to see the doctor.” to make an appointment Doktoru veya başka bir kişiyi görmek için zaman belirlemek –randevu ayarlamak. Sekreter ve resepsiyonist size “what’s wrong?” diye sorabilir… “What are your symptoms?” telaffuzu simp-tum symptom Vücudunuzda veya aklınızda oluşan, bir hastalığa veya rahatsızlığa işaret eden değişiklikler. Buna size rahatsızlık veren şeylerin bir listesi ile cevap verebilirsiniz ve şöyle diyebilirsiniz… “I’ve had a runny nose and a strong cough for three days, and today I have a fever.” Doktoru ziyaretinizden sonra, ilaçlarınız için reçete alabilirsiniz. prescription Alacağınız ilaçları belirten kâğıt – fill a prescription Doktorun tavsiye ettiği ilaçları almak. Doktorun tavsiye ettiği ilaçları almak için, bir eczaneye gidebilirsiniz. Doktora en yakın eczanenin nerede olduğunu sorabilirsiniz. pharmacy / drug store US / chemist UK İlaçları alabileceğiniz yer – eczane. Bu kelimelerin kullanımında ustalaştıktan sonra, hastalıklardan İngilizce bahsetmek kolay olacaktır! Kendini “under the weather” hisseden arkadaşlarına söylemek isteyeceğin bir şey daha… Hope you feel better soon! Bu ve buna benzer İngilizce hastalık diyalogları ve daha fazlasını öğrenmek için Kaplan'ın Genel İngilizce kursları ile ilgili bilgi edinmeye ne dersiniz? Bize danışın.
ingilizce hastalıklar ile ilgili diyaloglar