RB86. advertisementOrganik ürünler denilince son yılların akla gelen ilk bitkilerinden biri olan Stevia Şeker Otu yapay tatlandırıcılardan uzak durmak isteyenler için üretimi yapılan doğal bir sıfır kaloriye sahip bitkiyi yetiştirmek ve merak edenler için hazırladığımız yazımız, merak edilen tüm sorulara yanıt vermesi özelliği ile tam bir rehber Bitkisi Nasıl Yetiştirilir?Anavatanı Paraguay olarak bilinen bitki endüstriyel şekerin insan vücuduna verdiği zararların hiç birini vermeden şekerin tüm özelliklerini içeriğinde barındırmaktadır. Şeker otu yetiştiriciliği yapmak isteyenler için ise tohum ve fidan seçeneklerinden birini tercih İle Şeker Otu YetiştiriciliğiSatın alınan tohumların öncelikle çimlenmesi gerektiğinden tohumlar 24 saat süre ile suda bekletildikten sonra nemli bir pamuğun da içerisinde bulunacağı poşete konulmalıdır. Ekimi yapılan bahar aylarından önce kurutulan tohumlar 10 haftalık bir süre ardından ekilmeye genel olarak tohumlama ile şeker otu yetiştiriciliğiziraat mühendisi düzeyinde bilgi gerektiğinden genel olarak tercih İle Şeker Otu YetiştiriciliğiSıcak ve ılıman bir iklim seven şeker otu fidesi sıcaklığın 10 derece altına düşmeyeceği zamanda dikilmelidir. Çapalama işlemi ardından ölçülecek toprağın ideal ph aralığı 6 ile 6,5 düzeyinde olmalıdır. Fidelerin birbirine olan yakınlığı 50 cm dolaylarında olmalıdır ki, bu fidelerin sağlıklı beslenmesi adına oldukça önemlidir. Fidenin gövdesine yay şeklinde ve mümkünse organik gübre dökülmeli, yabani otların düzenli olarak temizlenmesine dikkat Yetiştirirken Dikkat Edilmesi GerekenlerIlıman veya sıcak iklim arayan bir bitki olması nedeni ile bu özelliğe sahip pek çok ülkede yetiştirilen Stevia Şeker Otu tüketimine sadece 60 ülke tüketim izni vermiştir. Dünyaca ünlü Coca Cola içeceğinde de bulunan bitkiden yetiştirmek isteyenler aşağıdaki koşullara dair detaylara dikkat etmelidirİklimLatin Amerika kökenli bir bitki olması nedeni sıcak ve ılıman mevsimi seven bir bitki bu nedenle güneşi seven bir özelliğe sahiptir. Bu nedenle bahar ayları başında dikimi yapılmalı ve sıcaklığın 10 derece altına inmediği bir alanda sırasında dikkat edilmesi gereken detay toprağın nem oranıdır. Sıcak havalarda yetişmeye uygun olması nedeni ile toprağın nem ölçümü düzenli olarak yapılmalı; bunun için nem ölçme cihazı kullanılmakla birlikte el ile yapılacak ölçümlerin çok daha sağlıklı olacağı bilinmeli ve sulama araçları içerisinden damlama yöntemi tercih zamanı olarak en ideal dönem yaz sonu veya sonbahar başı olarak seçilmelidir. Çünkü bu dönemler aynı zamanda çiçeklenmenin başlayacağı zamanlardır ve çiçeklenme öncesi hasat mutlaka yapılması gerekir. Bunu yapmadığınız takdirde bitki şeker özelliğini Şeker Otu Yetiştiriciliği MaliyetiŞeker otu tohumu tane olarak 10 kuruştan satılmakta, fidanlar ise 1 ile 1,5 lira bir ücret ile elde edilmektedir. Sıcağı seven bir bitki olması nedeni ile bol su ihtiyacı bulunmakta ve bu durum maliyet hesabına eklenmelidir. Bir dekarlık bir alana yaklaşık 5 bin fidan dikilebileceği dikkate alındığında 5 bin liralık bir maliyet söz konusu olsa da, 4 yıl boyunca verim alınabilmesi yıllık bazda maliyeti otu yetiştiriciliğinden para kazanmak isteyenler bitkinin kilosunun 100 dolar civarında satıldığını bilmelidir. Dönüm başına ortalama 9 bin lira gelir getiren bitki, son yılların gözde ihraç ürünleri arasında Destekleri Tıbbi ve aromatik bitki türleri arasında bulunması nedeni ile Stevia Şeker Otu yetiştiriciliğinde devlet desteğibulunmaktadır. 5 bin eorodan az olmamak ve 100 bin eoruyugeçmemek şartı ile verilen bu destekten faydalanmak için Tarım ve Orman Bakanlığına ya da Tarım İl veya İlçe Müdürlüklerine başvurmak gereklidir. Sulama araçlarının temini, dikim veya hasat araçlarının alınması ya da modernizasyonu gibi işlemler için verilen bu destek tohum veya fidan alımını da kapsam içine çekebilir Goji Berry Kurt Üzümü Yetiştiriciliğiadvertisement
000000 Doğal tatlandırıcı olarak tanımlanan ve menşei Paraguay olan Stevia otu Türkiye’de ve Avrupa’da şeker otu olarak adlandırılıyor. Bunun sebeb.. Doğal tatlandırıcı olarak tanımlanan ve menşei Paraguay olan Stevia otu Türkiye’de ve Avrupa’da şeker otu olarak adlandırılıyor. Bunun sebebiyse bilimsel araştırmalar sonucunda şekere oranla %400 oranında fazla bir tatlılık hissi vermesidir. İçeriğinde yer alan birçok maddeye karşılık bu doğal bitkinin içinde şeker bulunmuyor. Bu bir anlamda mucizevi bir şekilde şeker hastalığının tedavisinde kullanılabilmesini sağlıyor. Fakat ilaç üretimi içinde asrın bitkisi adı verilmiş olan şeker otu diyabet hastaları için tam manasıyla önerilen bir bitki değil. Son yıllarda yatırım oranı artan ve tarımla uğraşanların sık yetiştirmeye başladığı otun Türkiye üretiminin de yaygınlaşmaya başladığını belirtelim. Tatlandırıcı bitki olarak geçen ve ilaç kullanımının dışında tüketilebilmesiyle insan sağlığına faydalı olan Stevia otu için uzmanların önerileri sürekli artıyor. Stevia Otu Türkiye’de Bulunur Mu? Aslında asıl çıkış noktası Paraguay olduğundan ülkemizde çok fazla bulunamayabiliyordu. Ancak geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de yetiştirilmesi için adımlar atıldı ve iklim şartlarından ötürü biraz temkinli yaklaşıldı. Şu sıralar Rize’de ekimi yapılan, yetiştirilmesi için uygun şartların sağlandığı bir bitki olduğunu belirtmek istiyoruz. Bunun yanı sıra Antalya ve Gaziantep Stevia otu yetiştiriciliği için en büyük üretim hacimlerine ulaşmıştır. Her zaman güneş ışığı almaması gereken bir bitki olduğu için yetiştirilmesi biraz daha meşakkatlidir. Bu sebeple Türkiye’de kendi imkânlarıyla Stevia otu tohumu satın alarak yetiştirmek isteyenlerin ilk üç gün karanlık bir ortamda tutması gerekir. Can suyunu verdiğiniz bitkinin yalnızca Mayıs ile Ağustos aylarında yetiştirilebildiğini hatırlatalım. Can suyunu verdikten sonra güneşi kısmen ara ara alan bir yerde tutmanız yerinde olacaktır. Stevia Otunun Kullanımı Şeker otu olarak bilinen Stevia otu aslında şeker rahatsızlığının tedavisinde kullanılabilen tıbbi bir ürün olarak görülmektedir. Doğal ürün olmasından ötürü şeker yerine kullanılabilecek çok az miktardaki otun faydalarıyla cezbeden bir yapıya sahip olduğunu söylemeliyiz. Peki Stevia otu nasıl tüketilir sorusunu mu merak ediyorsunuz? O halde size kullanım teknikleri hakkında bazı bilgileri sıralayalım. Stevia Otunun Yapraklarını Kullanmak Stevia otu üzerinde yaprakları olan bir bitkidir. Fide şeklindedir ve bu yapraklar asıl kullanılan bölümleridir. Yaprakları doğrudan kopararak yemek Paraguay ve Amerika’nın diğer ülkelerinde yaygındır. Fakat Türkiye’de daha çok farklı kullanım çeşitleri söz konusu olmaktadır. Stevia Otunun Yapraklarını Kurutmak Stevia otunun yapraklarının kurutulmasıyla beraber daha kolay bir kullanım söz konusu olmaktadır. Besinlerin içerisine eklenebilir ve bazı tatlandırılmak istenilen gıdalarda tercih edilebilir. Stevia Otu Çayı Stevia otu çayını demlemek için öncelikle ikincil kullanım şeklini uygulamanız gerekir. Yaprakların tamamıyla kurutulması ve kurutulan yaprakların havan ya da benzeri bir alet yardımıyla dövülerek parçalanması gerekir. Böylece çay filizi gibi un ufak edilmiş yaprak tanelerini demleyebilirsiniz. Klasik bir çay demler gibi demledikten sonra tatlı bir çay deneyimi sizi bekliyor olacak. Stevia Otunu Kimler İçin Zararlıdır? Stevia otu yüksek oranda bir tatlılığa sahiptir. Bilhassa bildiğimiz ve kullandığımız şekerlerle kıyaslandığında %400 oranında fazla bir orandan bahsedebiliyoruz. Dolayısıyla diyabet hastalarında ani şeker yükselmeleriyle istenmeyen sağlık problemleri doğurabilmektedir. Şeker Hastaları Diyabet olarak adlandırılan şeker hastaları, aynı zamanda açlık kan şekeri ve diğer kan değerlerinin düşük veya gereğinden yüksek olduğu hastalarda kullanılması uygun görülmemektedir. Kısırlık Tamamıyla bilimsel bir bulgu olmamakla beraber bireysel araştırmalar yürüten bazı uzmanların Stevia otunun erkekler için kısırlığa yol açabileceği konusunda iddiaları vardır. Sağlık kuruluşları ve örgütleri bu iddiayı henüz kabul etmiş değildir. Stevia Otunun Faydaları Damar, kan ve vücudumuzda enzimlere ihtiyaç duyan tüm organlar için şekerden çok daha yararlıdır. Şeker doğrudan kana karışarak vücuda nüfus edebilen bir tatlandırıcı türüdür. Stevia otunun faydaları arasında ise enzimleri arasında şeker olmamasına karşılık fazlasıyla tatlı olması ilk sırada yer alır. Dolayısıyla diyabet hastalığına karşın bir önlem olarak görülebilir. Hiper Tansiyon Hiper tansiyon hastaları için kullanılabilecek bitkisel çözümler arasında yer almaktadır. Tansiyon hastalarının doktor kontrolünde olmak şartıyla doğal reçeteleri arasında yer alır. Diyabet Diyabet hastalarının ilaçları ve tatlandırıcı üretimi için kullanılan ana etken maddeler arasında yer alır. Psikolojik Sinir sistemini rahatlatan etkisiyle depresif durumlardan kurtulmanızı sağlar. Buna ek olarak psikolojinize etki eden kötü durumları ortadan kaldırır. Cilt Sağlığı Cildinizde oluşan çatlaklar, kırışıklıklar, çizgiler ve yaşlılık belirtileri Stevia otunun düzenli kullanımıyla ortadan kalkabilir. Sindirim ve Boşaltım Sistemi Hem midenizi hem de bağırsaklarınızı koruyan ve asit dengesini düzenleyerek zararlı seviyelerin altına indiren bir yapısı bulunuyor. Sigarayı Bırakmak İçin Kullanılabilir Nikotin içeriğinden ötürü sigara içenlerde nikotin ihtiyacını karşılayabilir. Böylelikle sigarayı bırakırken ekstradan bir kullanım yapmanıza, ilaçlar ya da abur cubur tüketmenize gerek kalmaz. Dolayısıyla kilo almadan bunu başarabilirsiniz.
Ayçiçeği ülkemizde ve dünyada yağlık ve çerezlik olarak iki tip olarak yetiştirilir. Ancak bahçelerde süs bitkisi ve kesme çiçek olarak değerlendirilen tipleri de mevcuttur. Çerezlik olarak insanların tüketimi ve kuş yemi olarak değerlendirilir. Yağlık olmayan tipler ise çerezlik olarak adlandırılır ve tohumları çizgili ve iri, yağlık tiplere göre kalın kabuklu olup, kabuğu çabuk ayrılmaya müsaittir. Bu tiplerden iri olmayanlar ise, kuşyemi olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanında yağlık tiplerden daha düşük yağ oranına ve test ağırlığına sahiptir. Yağlık ayçiçeği tipleri ise, genelde siyah renkli, ince kabuklu ve linoleik ve oleik yağ asitleri içeren tiplerdir. Yağlık ayçiçeği taneleri % 38-50 arasında yağ ve % 20 oranında protein içerir. Ayçiçeği dünyada ve ülkemizde en önemli yağ bitkilerinden biri olup, ülkemizde çoğunlukla yağlık olarak yetiştirilir. Dünya ayçiçeği üretimi son yıllarda 23 milyon ton civarında olup, Türkiye üretimde ve ekim alanlarında ilk on ülke arasında yer almaktadır. Ülkemizde yağlık ayçiçeği üretimi, genelde Trakya-Marmara Bölgesinde yoğunlaşmış iken, çerezlik üretimi ise, çoğunlukla İç ve Doğu Anadolu Bölgesinde, az miktarda diğer bölgelerde de ekimi yapılmaktadır. Ülkemiz yağlık ayçiçeği ekim alanları son yıllarda iklim koşullarına ve uygulanan fiyat politikalarına bağlı olarak 500-600 bin ha, üretimi de 600-850 bin ton civarında değişmektedir. Ayçiçeği ekim alanları, mekanizasyona en uygun bitki olması ve fazla işgücü gerektirmemesi nedeniyle, değişik yörelerde yıldan yıla artmaktadır. Ayçiçeğinin gen merkezi Kuzey Amerika olup, halen ABD'nin orta kesimlerinde yabani olarak bulunmaktadır. Ayçiçeği ekonomik bir bitki olarak uzun ve değişik bir tarihçeye sahip olmakla birlikte, kesin olarak ilk tarımının yapıldığı yer ve zamanı bilinmemektedir. Yeni dünyada ilk göçlerden önce, Kuzey Amerika Kızılderilileri tarafından boya hammaddesi olarak kullanılmıştır. İspanyol gezginleri tarafından 1850'lerde Kuzey Amerika'dan toplanan ayçiçeği tohumları, ilk önce İspanya'da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmiştir. Ayçiçeğinin bir yağ bitkisi olarak ilk olarak Rusya'da üretilmiş ve ardından tüm Avrupa'ya yayılmıştır. II. Dünya savaşından sonra 1945-50li yıllarda, ayçiçeği ülkemize Bulgaristan'dan ülkemize göç eden vatandaşlarımızın getirdiği tohumlar sayesinde girmiş ve tarımı yapılmaya başlanmıştır. Ancak esas üretim ve ekim alanı artışı, 1980li yılardan sonra hibritlerin ülkemize girmesiyle olmuştur. Dünyada ayçiçeği ıslahçılarının geliştirdiği yüksek yağ içerikli ve tane verimli ayçiçeği çeşitleri, ayçiçeğinde üretim artışına yol açmış ve son 20 yılda geliştirilen hibrit ayçiçeği çeşitleri de, üretimin istenilen düzeye gelmesine neden olmuştur. İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği, yetişme periyodu boyunca 100 - 150 gün 2600 - 2850 °C civarında toplam sıcaklık ister. Derin ve kazık kök sistemine sahip olması nedeniyle, kuraklık, tuzluluk ve yaşlılık gibi problemleri olan topraklardaki üretim performansı diğer bitkilerden daha iyidir. Her türlü toprakta yetişmesine rağmen, iyi drenajlı, nötr PH 6,5 - 7,5'a sahip ve su tutma kapasitesi yüksek toprakları daha fazla sever. Taban suyu yüksek, asitli topraklardan hoşlanmakta olup, tuzluluğa dayanması ortadır. Ayçiçeğinin çimlenmesi için en az toprak sıcaklığı 8-10 °C olmalıdır. Bu nedenle ülkemizde genelde Mart sonu - Mayıs ortası arasında ekimi yapılmaktadır. Ancak Ege, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Haziran ayında ikinci ürün ekimleri de mevcuttur. Ayçiçeği soğuğa dayanıklı olup, genelde ilk donlardan 4-6 yapraklı devreye kadar zarar görmez. Ancak ısının -4 °C nin altına düşmesiyle oluşan dondan oldukça fazla etkilenir. Bu nedenle ayçiçeğinin erken ekilmesinde çok fazla bir problem olmayıp, erken ekimlerde tane doldurma periyodu daha serin devreye gelmesi nedeniyle, verim önemli ölçüde artmaktadır. EKİM VE TOHUMLUK İyi bir tohum yatağı hazırladıktan sonra, ayçiçeğinde pnömatik mibzerlerle hava akışlı taneyi tek tek bırakan ekim yapılır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sonbaharda soklu pulluk ile sürüm, ilkbaharda kazayağı ve ardından tırmık ile yapılan tohum yatağı hazırlığı en ekonomik toprak işleme yöntemi olarak belirlenmiştir. Yabancı ot ilaçlaması için genelde trifluarin terkipli ilaçlar ile ekim öncesi uygulaması yaygın olup, ancak çıkış öncesi ve sonrası yabancı ot ilaçları da piyasada mevcuttur. Ekim öncesi uygulamadan sonra mutlaka tırmık veya benzeri bir ikinci sınıf toprak işleme aletiyle toprak karıştırılmalı ve ilacın toprağa tam olarak yayılması için, ekim 2 gün sonra yapılmalıdır. Ayrıca yabancı ot mücadelesi için bitkiler 25 - 30 cm. olduğu zaman çapa makinesi ile ara çapası yapılmalı ve sıra üzerindeki yabancı otlar ise, el çapası ile yok edilmelidir. Pıtrak, sarmaşık, hardal, köy göçüren, kaz otu, tarla ayrığı, sirken, papatya, darıcan ayçiçeğinde problem olan önemli yabancı otlardır. Çiftçiler hibrit seçiminde bir çok kriter göz önüne almalıdır. İlk olarak tohumluğun fiyatı ve verim potansiyeli dikkate alınmalıdır. Çeşit seçiminde bölgedeki araştırma enstitülerinin deneme, ilçe ve il tarım müdürlüklerinin yaptığı demonstrasyon sonuçları ve özel şirketlerin yaptığı verim denemesi sonuçları iyi bir fikir verebilir. Ayrıca çeşidin bölgede problem olan hastalıklara olan dayanıklılığı da, seçimde önemli bir faktördür. Genelde çiftçiler tarlaların hasadından sonra, hemen buğday ekimi için toprak hazırlıklarına başladıkları için, geççi ve çok geççi çeşitleri tercih etmemektedirler. Bu nedenle çeşitlerin erkenciliği de önemlidir. Yöreye uygun verimli hibrit tohumluğun seçimi ve tavsiye edilen yöntemlerin kullanılması karlı bir ayçiçeği üretimi için son derece önemlidir. Ekilecek çeşitlerin yüksek kalitede ve yüksek bir çimlenme yüzdesine sahip olması, saf ve hastalıklardan ve yabancı ot tohumlarından ari olması, üretim risklerini azaltır. Hibrit tohumluk, açık döllenen çeşitlere göre, gerek uniform bitkiler elde edilmesi, gerekse verim açısından belirgin bir üstünlük sağlar. Ayçiçeğinde hibrit tohumluklar yüksek verim potansiyeline sahip, aynı günlerde çiçeklenip, olgunlaşır ve aynı kalitede ürün veririler. Özellikle iklim koşullarının ayçiçeği için uygun olduğu yıllarda bu fark belirgin olarak ortaya çıkar. Piyasada değişik firmalara ait bir çok yağlık hibrit ayçiçeği çeşidi bulunmakta olup, seçilecek çeşitte, tablanın biraz eğik olması, yani yere doğru bakması, kuş zararını ve güneşten kaynaklanan tabla yanıklığını azaltır. Bu nedenle, bu tip hibrit çeşitler kuş zararının yoğun olarak hissedildiği yerlerde tercih edilmelidir. Tohum iriliği ve test ağırlığı da verim açısından bir diğer önemli faktördür. Bunun yanında hibrit çeşidin kendine döllenmesinin iyi olması, arı ve böceklerin eksik olduğu ortamlarda verimin yüksek olması için mutlaka gereklidir. Ayrıca tohumu satan şirketlerin teknik destek hizmetlerinin yaygın olması, ekim sonrasında ve yetişme periyodu sırasında ortaya çıkabilecek problemlerin çözümünde kolaylık sağlayacaktır. Bir diğer faktör de, çeşidin sap sağlamlığı ve iyi bir kök sistemine sahip olmasıdır. Çünkü sağlam bir sap, rüzgarlardan aşırı düzeyde etkilenmez. Özellikle yağışlardan sonra esen aşırı rüzgarlar, bitkilerde yatmalara neden olmaktadır. Yurt dışında torbadaki tane sayısı ile satılan hibrit tohumluklar, ülkemizde büyükten küçüğe doğru 1 den 5 kadar 1 en iri, 5 en ince numaralanmış tohum iriliklerinde satılır. Özellikle uygun olmayan iklim ve toprak koşullarında, çimlenme gücünün biraz daha fazla olmasından başka bir avantaja olmayan iri tohumlukların kullanılması, dekara atılacak tohumluk miktarını arttırdığı için ek bir maliyet gerektirir. Bu nedenle orta irilikte tohum seçmek ekonomik açıdan uygundur. Ancak tohum irilikleri açısından firmalar arasında, tam bir uyum da söz konusu değildir. Bunun yanında tüm hibrit tohumlar mildiyöye karşı ilaçlanmıştır. Yapılan araştırmalar, sıra arası 70 cm. ve sıra üzerinin 30-35 cm. olduğu bir ekim sıklığıyla sağlanan bir dekarda 4500-5000 civarında bir bitki adedinin, en yüksek verimi verdiğini ortaya koymuştur. Dekara atılan tohum miktarı, tohum iriliğine bağlı olarak 400 gr/da civarında değişmektedir. Ayçiçeği topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldıran bir bitki olup, bu nedenle üst üste ayçiçeği ekiminden kaçınılmalıdır. Bundan dolayı, kurak alanlarda genelde Buğday-Ayçiçeği ekim nöbeti uygulanır. Sulu alanlarda ise, şeker pancarı, yem bitkileri ve mısır ekim nöbetine girebilir. Yine ülkemizde ikinci ürün olarak buğdaydan veya kışlık ekilen diğer ürünlerden sonra ekimi yapılmaktadır. GÜBRELEME Tüm yeşil bitkiler gibi, ayçiçeği de büyüme için en az 16 elemente ihtiyaç duyar. Bunlardan oksijen, hidrojen ve karbon gibi elementleri su ve havadan alır. Azot fosfor ve kükürt herhangi bir iklim bölgesindeki topraklarda eksikliği bulunabilir. Özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyum yüksek yağışlı bölgelerde eksikliği görülebilir. Bunun yanında iz elementlerden demir, manganez, çinko, bakır, molibden, bor ve klor eksikliği fazla olmamakla birlikte bir çok toprakta görülebilir. Optimum verim için ülkemiz koşullarında yapılan araştırmalarda 7-8 kg. saf azot N, aynı miktarda fosfor ve potasyum yeterli olur. Ancak sulu koşullarda bu miktarları arttırmak gerekir. Toprak analizi yapılıp tarlanın besin maddesi içeriği belirtildikten sonra gübre uygulamak son derece önemlidir. Fakir topraklarda ise, bu besin maddesi miktarının % 80-100'ünü uygulamak gerekir. Ancak istenilen gübre miktarını vermek arzulanan verimi almak açısından yeterli değildir. Çünkü toprak nemi, yağış gibi iklim faktörleri verimi etkileyen ve gübre ile mutlaka olması gereken faktörlerdir. Besin maddesince fakir topraklarda verilen gübre verimi % 40-60 arasında arttırabilir. Orta besin maddesi kapsamına sahip topraklarda gübre verime % 10-20 oranında etkiler. Ancak zengin topraklarda gübrenin etkisi bazı durumlarda kendini gösterir. Çünkü yüksek verim için gerekli besin maddesi toprakta mevcuttur. Eğer toprakta yeterli miktarda fosfor varsa, 7-8 kg. saf azotu içeren 15-16 kg. üre % 46 N veya 25-30 kg. Amonyum Nitrat %26 N gübresi serpilerek karıştırılır ve ardından ekim yapılır. Yine sulama yapılacaksa, azotlu gübre miktarının tarladaki mevcut orana göre belli bir miktar arttırılıp ikiye bölünerek, üst gübre olarak çapalamadan önce uygulanması, verimi arttıracak önemli bir uygulamadır. Toprakta yeterli fosfor yoksa, ekimle birlikte mibzerle tohumun 5 cm yanlarına kompoze gübrelerden 20-20-0 dan 25-30 kg/da oranında verilmesi yeterli olur. Ancak gübreleme, gübre deposu olmayan pnömatik mibzerlerde tohum yatağı hazırlama işlemi yapılmadan önce toprağa serpilmesi ve ardından tarlanın işlenip karıştırılması şeklinde de yapılabilir. Genelde Türkiye toprakları potasyumca zengin olması nedeniyle, bu besin maddesine içeren gübre tavsiye edilmez. Eğer toprakta yeterli potasyum yoksa ve toprak tahlil sonucu bu besin maddesinin eksikliği belirtiliyorsa ayçiçeği topraktan fazla miktarda potasyum kaldırdığından, topraktaki mevcut miktara da bağlı olarak, 50 kg/da oranında 15-15-15 gübresi uygulamak gerekir. Kompoze gübrelerin üzerindeki üç rakam sırasıyla N-P-K yani Azot - Fosfor - Potasyum besin maddelerinin içerdiği yüzde oranlarını göstermektedir. Çiftçiler için önemli olan, tarlaya atılan gübrelerin saf madde olarak miktarlarıdır. Bu nedenle gübre alırken içerdiği saf maddenin fiyatına göre karşılaştırma yaparak, kg saf besin maddesi ucuz olan gübre tercih edilmelidir. Çiçeklenme Sonu ->> SULAMA Ayçiçeği bitkisinin su ihtiyacı, yetişme periyodu boyunca yaklaşık 700-800 mm. civarındadır. Bu nedenle yüksek ve arzulanan verimi alabilmek için yağışın az olduğu yıllarda aradaki farkın, sulamaya uygun yerlerde, mutlaka sulama suyuyla verilmesi gerekir. Toprakta bitkilerin su ihtiyaçları toprak tansiyonemetresiyle ölçülür. Ayçiçeğinde en hassas devre, çiçeklenme öncesi tablaların oluşmaya başladığı devre ile süt olum devresi arasıdır. Bu devrede oluşan, suya olan stres, verimde geri gelmeyecek kayıplar ortaya çıkarır. Özellikle ayçiçeği bitkisinin suya duyduğu ihtiyaç, çiçeklenme zamanında en üst seviyeye çıkar. Bundan dolayı bu devrelerde yağış yoksa, yüksek verim için ayçiçeği mutlaka sulanmalıdır. Çiçeklenme devresi ->> Eğer sulama yapılacaksa, bitkiler 45-50 cm. boyunda bir sulama, tabla teşekkül ettiği devrede süt ve olum devresinde yapılacak olan birer sulama ile toplam üç defa su verilmesi verimi % 100 oranında arttırır. Eğer iki sulama yapılacaksa, biri çiçeklenme öncesinde, diğeri de çiçeklenme sonrasında yapılmalıdır. Eğer tek sulama yapılacaksa yağışa da bağlı olarak çiçeklenme başladığında yapılmalıdır. Özellikle sulanan alanlarda dekara atılan bitki sayısını ve verilecek gübre miktarını bir miktarı arttırmak verim artışı için gerekli diğer faktörlerdir. > Ancak özellikle sulu alanlarda ortaya çıkan Sclerotinia kök ve sap çürüklüğüne karşı dayanıklı çeşit olmayıp, hastalığı yüksek etkin biçimde kontrol eden ilaçlı mücadelesi de yoktur. Ülkemizde ekonomik zarar eşiğini aşan ayçiçeği zararlıları şu an için mevcut değildir. > HASAT VE DEPOLAMA Normal olarak ülkemizde, eğer iklim koşulları uygun olursa, kurak şartlarda normal verimli bir toprakta 250-300 kg/da civarında bir tane verimi alınabilir. Sulu şartlarda ise, toprak verimliliğine ve sulama sayısına bağlı olarak tane verimi, 350-500 kg/da arasında değişir. Ayçiçeği tablasının arkası ve tabla kenarındaki brakte yapraklarının % 50'si kahverengi renge dönüştüğünde, bitkiler hemen hemen çiçeklenmeden 1 1,5 ay sonra tane nemi % 35'e ulaştığı zaman fizyolojik olgunluğa erişmiş olur. Ancak hasadın yapılabilmesi için tablanın, gövdenin ve yaprakların tamamen kahverengi renge dönüşmüş olması ve tanedeki nem oranının % 9-10'a düşmesi gereklidir. Çünkü ayçiçeği yağlı tohuma sahip olduğu için yüksek nemde depolandığında, taneler kısa zamanda kızışır ve bozulur. Bu nedenle hasatta tane neminin % 10'un altında olması son derece önemlidir. Fizyolojik Olgunluk Dönemi ->> Buğday hasadında kullanılan biçerdöverler tabla değişiklikleriyle ayçiçeği hasadına uygun hale getirilebilir. Birinci aşamada tablayı sıra hasadına uygun hale getirmek gerekir. Bu ekipmanlar sadece tablayı hasat edip, sapını bırakacak şekilde ayarlanır. % 3 civarında hasat kaybı normal sayılır. Eğer gereğinden fazla hızlı giden biçerdöverler, hasat sırasında tane kaybına % 15-20 civarında bir kayba sebep olabilir. Zamanında yapılmayan hasat özellikle bazı çeşitlerde tane dökmeye sebep olacağından, ayçiçeği hasadı fazla geciktirilmemelidir. Ülkemizde Nisan başı, Mayıs ortasında ekilen ayçiçeği genelde Ağustos sonu ve Eylül ayında hasat edilir. Ortalama olarak 120-130 günlük bir yetişme periyodu ister. Bu periyodun uzunluğu yaz dönemindeki sıcaklığa, yağışı ve nem oranına ve toprak besin maddesi kapsamına bağlıdır. Uygun bir depolama için tane nemi 10 altında ve taneleri temiz olmalıdır. % 8'in altında ve tane neminde depolanan tohumlarda hastalık ve zararlı faaliyeti devam edememekte, tane zararlılarının çoğalması ve zararı önlenmektedir. Hasat sonrası % 11-12 civarında depolanan taneler ise sık sık havalandırılmalı, taneler serin tutulmalı, kızışma önlenmelidir. Fazla miktarda tane çiçekleri ve yaprak ve sap kırıntıları içinde bulundurulan ambarlar yağ kalitesini düşürmektedir.
1. GİRİŞCeviz Juglans regia L., botanikte Dicotiledoneae sınıfı Juglandales takımı, Juglandaceae familyası ve Juglans cinsinde yer alır. Juglans cinsi içerisinde günümüzde özellikleri belirlenen 18 türden en önemlisi ve üstün meyve kalitesi ile ceviz denildiğinde ilk akla gelen, “Anadolu cevizi”, “İran cevizi” ve “İngiliz cevizi” olarak da adlandırılan J. regia’ formdaki ceviz türleri dünyanın birçok yerinde yayılma alanı bulmuştur. Ancak, cevizin anavatanı, bazılarına göre İran’ın Ghilan bölgesi, bazılarına göre ise Çin’dir. Bunlara karşılık daha büyük bir çoğunluk ise cevizin anavatanı olarak çok daha geniş bir alanı göstermektedirler. Bunu savunan gruba göre ceviz Karpat dağlarından Türkiye, Irak, İran, Afganistan, Güney Rusya, Hindistan, Mançurya ve Kore’ ye kadar uzanan geniş bir bölgenin doğal itibariyle dünyada büyük bir doğal yayılma alanına sahip olan Anadolu cevizi Juglans regia L. çeşitli göçler ve ticaret kervanları vasıtasıyla doğal yayılma alanı dışına da götürülmüş olup, bugün tropik bölgeler dışında hemen hemen dünyanın her yerinde yetiştiriciliği yapılan bir meyve türü durumundadır. Yakın bir geçmişe kadar ceviz yetiştiriciliğinde söz sahibi olarak Türkiye gelmekte, bunu Yunanistan, İtalya, Fransa gibi ülkeler takip etmekteydi Fakat ceviz yetiştiriciliğine 1867′de cevizle başlayan ABD, bütün bu ülkeleri geride bırakarak ceviz yetiştiriciliğinde ve dış satımında en önemli ülke konumuna kültürü oldukça eski tarihlere uzanan Anadolu, birçok meyve türünde olduğu gibi cevizin de anavatan bölgeleri arasında yer almıştır. Anadolu, günümüze kadar yapılan yetiştiricilik sonucunda, sayıları milyonu aşan bir ceviz ağacı varlığına sahip yöresi kıymetli ceviz tiplerine sahip olan ülkemizde bu zengin kaynağın başlıca iki önemli avantajı bulunmaktadır. Birincisi, sahip olduğu 5 milyondan fazla ağaçla elde edilen yaklaşık 120 bin tonluk ceviz üretimi, ülkemizi dünya sıralamasında üçüncü sıraya yerleştirmiştir. Fakat üretilen bu miktarın ancak %1- 2’sinin dış satıma gitmesi ve dolayısıyla ülkemizin dünya ceviz dış satım sıralamasında son sıralarda yer alması da olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun tek nedeni üretimimizin standart çeşitlerle değil de tamamen tohumdan yetişen ağaçlarla yapılması ve hiç bir kültürel uygulamanın yetişen her bir ağacın farklı özelliklere sahip olması, dolayısıyla standartlara uygun miktarda ürünün temin edilememesi dış satımımızı zorlaştıran en önemli neden olarak ortaya çıkmaktadır. Anadolu’nun mevcut ceviz varlığının ikinci avantajı ise, çok geniş bir genetik varyasyona sahip olduğundan ıslah çalışmaları için zengin bir kaynak olmasıdır. Bu varyasyon ıslah çalışmalarının uygun yöntemlerle daha kısa bir zamanda başarıya ulaşmasına imkan CEVİZİN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİCeviz sağlık ve beslenme bakımından çok önemli bir meyve türüdür. Genel olarak cevizde % su, %15- 30 protein, %55- 77 yağ, % 3 kül, ve %5- 15 oranında da karbonhidrat ağırlık selüloz bulunmaktadır. Ayrıca cevizin meyvesi, Ca, P, Mg, Fe, Na, K gibi mineral maddeler bakımından zengin olduğu gibi A, B1, B2, B6, C vitaminlerini de içermektedir. 1 kg ceviz yaklaşık kalori enerji çok değişik şekillerde tüketilmektedir. Çerez olarak, pasta ve bisküvi sanayinde, parfüm sanayinde, reçel, helva yapımında, boya, tanen, plastik ve kauçuk endüstrisinde, yağ olarak, ilaç sanayinde, sucuk, samsa, pestil yapımında tüketilmektedir. Ayrıca kerestesinin son derece kıymetli olmasından dolayı da oymacılıkta bu yönde aranan materyallerin başında ceviz olmak üzere bir çok ülkede son yıllarda yapılan araştırmalarda bazı kalp rahatsızlığı olan hastalara özellikle ceviz önerilmektedir. Kalp ve kolesterol bakımından bazı sağlık problemleri olan kişilere cevizin iyi gelmesi son yıllarda cevizin önemini daha da artırmıştır3. CEVİZİN BİTKİSEL Ağaç Yapısı ve Kök Cevizler hızlı büyüyerek 25- 40 m’ye kadar boylanır ve bir ağaç 300- 500 m2 lik bir alanı kaplayabilir. Ceviz ağaçları genelde “yayvan” taç şekline sahiptir. “yarı dik ve dik” yapıda da taç şekli görülür. Cevizler kazık köklü olup kılcal kök bolca bulunabilir. Kökler 3-5 m derinliğe kadar Gövde ve Dallar Gövdede dallanma genelde toprak yüzeyinden 1-2 m yükseklikten başlar. Gövde çevresi 5- 6 m ye kadar gelişebilir. Gençlik yıllarında düzgün yüzeyli ve gümüşi renkte olan gövdede çok ileri yaşlarda renk koyulaşır gri-siyah ve kabukta uzunluğuna çatlaklar oluşur. Sürgünler, tüysüz, parlak zeytin yeşili veya esmer ve Gözler Yaprak; uzunca bir sap üzerinde karşılıklı dizilmiş ve sayıları 5-13 arasında değişen yaprakçıktan meydana gelir. Yaprakçıklar geniş elips şeklinde ve tam kenarlıdır. Uçları sivricedir ve boyları 6-12 cm arasında değişir. Rengi parlak yeşil olup gövde üzerlerinde helezonik şeklinde dizilmişlerdir. Gözler dal uçlarında ve yaprak koltuklarında 1-3 adet olup, koyu esmer renklidirler. Uç gözler iridir. Yaprak koltuklarında bulunan gözlerden iri olanı sürer ve odun dalını meydana getirir. Verimli olmayan çeşitlerin sadece uç tomurcuklarından meydana gelen sürgünlerin ucunda dişi çiçek vardır. Oysa verimli çeşitlerin hemen hemen bütün tomurcuklarında yaprak tomurcukları da dahil dişi çiçek meydana Çiçek Yapısı ve Döllenme BiyolojisiCevizlerde çiçekler monoik yapıdadır. Yani erkek ve dişi çiçekler aynı ağaç üzerinde fakat farklı yerlerde bulunur. Cevizlerde tozlanma rüzgar yardımıyla gerçekleşir4. CEVİZİN EKOLOJİK İklim ve Toprak İklimCevizler kış ve ilkbahar aylarında soğuklama gereksinimini karşılayacak kadar soğuk; ilkbahar ve yaz aylarında normal büyüme ve olgunlaşmayı sağlayacak ölçüde sıcak 25- 350C isterler. 400C den yüksek yaz sıcaklıkları ceviz yeşil kabuğunda yanmalara ve ceviz içinde büzüşmelere yol açabilmektedir. Ceviz bitkisi genelde –200Cden düşük sıcaklarda zarar görmekteyse de –400C’ye kadar dayanabilen çeşitler vardır. Bunun yanında tomurcuk döneminde –10C, tam çiçeklenme dönemindeki –30C ve küçük yeşil meyve döneminde –10C den düşük sıcaklıklar zararlı olabilmektedir. Soğuklardan zararlanma konusunda düşük sıcaklığın derecesi, düşme hızı, süresi gibi etkenler önemli rol oynar. Ceviz çeşitlerinin soğuklama gereksinimi + nin altında 500- 2000 saat arasında değişir. Düzenli bir ürün için cevizlerde soğuklama gereksiniminin karşılanması yetiştiriciliği açısından yıllık toplam en az 500 mm yağış yeterli olmakla birlikte bu yağışın düzenli olması önemlidir. Meyvelerin normal gelişebilmeleri için yazın toprakta yeterli suyun bulunması gerekir. Bunun yanında çiçeklenme dönemindeki yağmurlar ve aşırı rüzgarlar özellikle tozlanma-döllenme bakımından olumsuz bir durum ortaya ToprakCeviz 2- 4 m derinliğe kadar inebilen güçlü bir kök sistemine sahiptir. Bu yüzden toprak derinliğinin az olduğu yerlerde yetiştiricilik bakımından sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Yetiştiricilik bakımından ileride sorunlarla karşılaşmamak için toprak derinliğinin en az 2 m olması ve toprağın geçirgen olması pH sı 6- 7 dolayında olmalı ve toprakta alkalilik ve tuz sorunu iyi drenajlı, geçirgen, organik maddece zengin ve havadar olmalıdır. Toprağın su tutma kapasitesinin yüksek olması ceviz yetiştiriciliği açısından önemlidir. Ancak ceviz toprak bakımından çok seçici bir meyve türü de CEVİZİN Generatif Tohumla ÇoğaltmaTohumla yapılan çoğaltmalarda meydana gelen yavru bitkiler, ana bitkinin hemen hemen hiçbir özelliğini taşımazlar. Bu nedenle cevizlerde tohumla çoğaltma, anaç veya çöğür eldesi ve ıslah çalışmaları dışında, genetik açılım nedeniyle, tercih edilen bir çoğaltma yöntemi Tohumlarda Aranacak ÖzelliklerTohum olarak kullanılacak cevizler;* Dolgun olmalı* Gelişmeleri tam olmalı* Sağlıklı ve iyi gelişmiş ağaçlardan alınmalıdır* Herhangi bir nedenle zarar görmüş meyveler tohumluk olarak Tohumların KatlanmasıTohumların soğuklama gereksinimlerini karşılamak, engelleyici etmenleri gidermek, tohum kabuklarını yumuşatmak, embriyonun su ve oksijen alımını kolaylaştırarak çimlenme güçlerini artırmak ve çabuklaştırmak amacıyla nemlendirilmiş ortamlarda saklanmalarına katlama denilmektedir. Tohumların katlanmasının genel avantajı, tohum çimlenmesine engel olan etmenlerin etkilerini gidererek erken ve düzenli bir çimlenmenin başlangıcı yetiştiriciliğin yapılacağı yerde toprağın tava gelme durumuna göre tayin bir insanın kolayca taşıyabileceği büyüklükte kasalar meyve sebze kasaları gibi kullanılabilir. Bu kasaların tabanına delikleri örtebilecek irilikte çakıl konduktan sonra üzerine düzgün bir şekilde katlama kumu inşaat kumu serilir. Bu kumun üzerine tohumlar tek tek dizilerek ekilir. Sonra tohumların üzeri kumla iyice örtülür, daha sonrada bir sıra tohum bir sıra kum olacak şekilde kasa doluncaya kadar devam edilir. Katlama işlemi tamamlandıktan sonra en üste konacak kumun kalınlığı diğerlerinden biraz daha fazla olmalıdır. Kasa dolduktan sonra kum süzgeçli kovalarla nemlendirilir. Daha sonra bu katlama kasaları sıcaklığı 0- 80C arasında değişen serin bodrum, adi depo vb gibi ortamlara tohumların katlanma süresi, çeşide göre, 60- 90 gün arasında değişir. Tohumun sert kabuğu çatlayıp kök ucu göründüğü zaman katlamaya son verilir. Tohumlar toprağa kendi büyüklüğünün iki katı kadar derinliğe ekilirler. Tohum ekiminden sonra çöğürlerin iyi bir gelişme gösterebilmesi için çöğür parsellerinde başta yabancı ot temizliği olmak üzere, sulamaya özen göstermek sökümünden bir süre önce, dinlenme döneminde kazık köklerin kesilmesi, saçak kök oluşumunu geliştirerek şaşırtmada tutma başarısını Vegetatif ÇoğaltmaGenetik açılım nedeniyle tohumla çoğaltmanın yapılamadığı cevizler vegetatif yollarla çoğaltılır. Cevizlerde aşı tutmasının zor olmasına rağmen günümüzde geçerliliğini koruyan vegetatif çoğaltma metodu aşı ile Aşı ile Aşı Başarısına Etki Eden FaktörlerSıcaklık Ortam sıcaklığının 23- 300C arasında olması, cevizlerde aşı başarısının Ortamın nemli olması aşıda başarıyı olumlu yönde deneyimi Cevizlerde aşı başarısı öteki meyve türlerine göre genelde daha düşük olduğu için aşı yapan kişinin deneyimi ve becerisi aşı başarısında çok kullanılan malzemeler Kullanılan malzemeler kaliteli olmalıdır. Örneğin bıçak yüzeyi çok düzgün ve tek darbede kesecek şekilde çok keskin olmalıdır. Aşıyı sarmak için tercihen pamuk ipliği ya da aşı bandı Sağlıklı ve iyi gelişmiş yıllık sürgünler aşı kalemi olarak alınır. Kalem üzerindeki sürmemiş gözler tercihen 2. ile 5. gözler arası aşıda kullanılır. Kesilen kalemler, saklanma ve de aşı yapılma sırasında mutlaka nemli bir ortamda muhafaza zamanı Aşıda başarıyı artıran en önemli faktörlerden biri de aşı zamanı olup, gerek fidanların gerekse aşı gözü alınacak sürgünlerin kabuğunu en kolay bıraktığı zaman en uygun aşı zamanıdır. En uygun aşı zamanını belirlemek için şu yöntem uygulanabilir; aşı sürgünü üzerindeki kabuk kaldırıldığında, gözün altında kalan büyüme noktası kabukta kalıyorsa bu göz için aşı zamanı gelmiş demektir. Ancak büyüme noktası sürgünde yani odun dokusunda kalıyorsa bu göz için aşı zamanı geçmiş demektir. Bu durumda kabuktaki gözün altında bir boşluk meydana gelmiş olur. Aşı yapıldığı zaman kabuğun altında meydana gelen bu boşluktaki hava, aşı gözü ve çevresinin siyahlaşıp kurumasına neden olur. Bu şekildeki gözler aşıda tercih edilmezler. Bir bölgede göz aşılarının yapılmaya başlanmasını tayin eden en önemli pratik kriterlerden bir başkası da o bölgede ekinlerin biçilmeye başlandığı zamandır. Yani bir bölgede ekinlerin biçilmeye başlandığı zaman, o bölge için cevizlerde göz aşılarının yapılabileceği zaman anlamını Cevizlerin Çoğaltılmasında En Çok Kullanılan AşılarGöz Aşıları;* T-Göz Aşısı* Yama Göz Aşısı* Kabuk Yama Yüksük Göz Aşısı* Yongalı Göz Aşısı* Yeşil odun Göz AşısıCevizlerde en çok kullanılan ve en çok başarılı olan göz aşıları “T göz” aşısı Şekil 15 ve “Yama göz” Aşıları;* Yan Aşı* Yarma Aşı** Kakma Aşı* Kabuk Aşı Şekil 16* Dilcikli Aşı*Şubat ortaları veya Mart başlangıcında yapılır. Şekil 17* Dilciksiz Aşı* Şerit Aşı* Çoban Aşı* Kama Aşı* Cevizlerde en çok kullanılan ve başarılı olan “dilcikli aşı” ve çeşit değiştirme aşısı olarak ta en çok “yarma aşı” Ceviz AnaçlarıCevizlerde anaç olarak aşağıdaki türler J. hindsii2. Paradox J. hindsii X J. regia3. J. regia4. Royal J. nigra X J. hindsii5. değişik anaçlar kullanılmaktaysa da en çok kullanılan ve tercih edilen anaç Anadolu cevizinin J. regia L. kendi 16. CEVİZLERDE KABUK Texas AŞISININ YAPILIŞIŞekil 17. CEVİZLERDE DİLCİKLİ İNGİLİZ AŞISININ YAPILIŞI6. BAHÇE KURMA VE YILLIK BAKIM Bahçe KurmaÇok uzun yaşayan ve aşı ile çoğaltılması oldukça zor olan cevizde, bahçe kurmadan önce bölgenin ekolojik özelliklerinin iyi bilinmesi gereklidir. Ceviz kışları çok aşırı ve sürekli düşük sıcaklığın hakim olduğu bölgeler ile yazları çok aşırı sıcak olan yerlerde derine inen güçlü bir kök sistemine sahip oldukları için toprak derinliğinin en az 2- m olması ve geçirimsiz katmanların olmaması gerekir. Yetiştiricilik yapılacak bölgenin topraklarında fazla alkalilik ve tuzluluk sorunları Çeşit seçimiCevizlerde erkek ve dişi çiçeklerin farklı zamanlarda olgun hale gelme durumu dichogamy yaygındır. Bu durumda erkek ve dişi çiçekleri aynı zamanda olgunlaşan homogam tip ve çeşitler yanında erkek çiçekleri önce olgunlaşan protandry ve dişi çiçekleri önce olgunlaşan protogyny çeşitler bulunmaktadır. Bundan dolayı ceviz bahçesi kurarken mutlaka ya erkek ve dişi çiçekleri aynı zamanda olgunlaşan homogamy bir çeşit yada erkek ve dişi çiçeklerinin olgunlaşması aynı döneme gelen birden fazla çeşit ile karışık bir dikim tercih DikimDikim aralıkları ekolojik ve bakım koşullarına göre değişirse de cevizlerde en ideal dikim aralıkları; 12 x 12 m, 10 x 10 m, 10 x 8 m veya 8 x 8 m’ dikimleri dinlenme döneminde yaprak dökümünden itibaren yapılmaya başlanır ve gözler uyanıncaya kadar devam eder. Fidanların sökümü çok dikkatli bir şekilde yapılarak köklerin zarar görmemelerine özen gösterilmelidir. Dikim sırasında fidanlarda özellikle kök budaması yapılmalıdır. Dikim çukurları en az 60- 70 cm genişlikte ve 80- 100 cm derinlikte açılmalıdır. Fidanlar aşı noktaları toprak üstünde kalacak şekilde dikilmeli ve çukurlar bahçedeki üst toprak ile doldurulmalıdır. Dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilmelidir. Dikim yapıldıktan sonra, ilerideki kereste durumu da düşünülerek, fidan gövdeleri toprak yüzeyinden yaklaşık 1- m yukarıdan kesilmeli ve taçlandırma budaması yapılmalıdır. Bundan sonra bölgedeki hakim rüzgarlar göz önünde tutularak fidanlar hereklere bağlanmalıdır. Yazları sıcak ve kurak olan bölgeler ile su kaynağı az olan yerlerde dikimden sonra su kaybını önlemek amacıyla yabancı ot veya hububat saplarıyla malçlama yapmak yerinde Toprak işlemeİlkbahar aylarında toprak tava geldiğinde derin bir sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işleme toprağın havalandırılması yanında yabancı ot kontrolünün sağlanması bakımından da çok önemlidir. Yaz aylarında da duruma göre yabancı ot kontrolü bakımından toprak işleme yapılabilir. Sonbahar aylarında pullukla yapılacak sürüm, yağmur ve kar sularının toprağa işlemesi ve toprakta tutulması bakımından önemlidir. Toprak işlenirken köklerin yaralanmamasına özen SulamaCeviz ağaçları iri yapılı ve yaygın dallanma gösterdikleri için geniş bir yaprak yüzeyine sahiptirler. Bu nedenle terleme ile su kaybı fazla olan cevizlere yeterli suyun sağlanması çok önem için ilkbaharda gelişme, meyvelerin büyüme ve iç doldurma dönemlerindeki su gereksiniminin karşılanması çok önemlidir. Bu dönemlerdeki susuzluk durumları büyüme ve gelişmeyi yavaşlatacağı gibi meyvelerin içlerini yeterince dolduramamalarına neden olacağı için kalite ve verim düşüklükleri meydana dikkat edilecek en önemli noktalardan biri de suyun etkili kök düzeyine ulaşmasının sağlanmasıdır. Cevizlerde ilk yıllarda, bölgenin ve su kaynağının durumu da göz önüne alınarak haftada 2 kez sulama yapmak gerekir. Sulama şekli olarak karık sulama, salma, damla ve alttan yağmurlama sulama sistemlerinden birisi tercih edilebilir. Cevizlerin sulanmasında kimyasal atıklar vb zararlı etmenlerle kirlenmemiş olan her türlü su GübrelemeCeviz, toprakta çok aşırı bir sorun yoksa, gübreleme bakımından çok duyarlı bir bitki değildir. Bununla birlikte, yapısından dolayı, en önemli bitki besin maddesi gereksinimi azot olabilir. Yapılacak toprak analizlerinin sonuçlarına göre toprakta eksik olan besin maddeleri belirli bir program içinde toprağa BudamaCeviz ağaçları iri ve büyük taç oluştururlar. Ancak bu ağaçlar genelde çok fazla budama istemezler. Bununla birlikte kurumuş ve birbiri içine girmiş dalların çıkarılması ve ağaç tacının içerisine ışığın rahatlıkla girmesini sağlayacak şekilde yapılacak aralama budamaları yararlı olur. Cevizlerde şekil budaması olarak genelde doruk dallı budama sistemi uygulanmakla birlikte budamanın çeşidi ve miktarı, çevreye ve ağaçları yetiştirme amacına bağlı olarak da ve SONRASICevizlerde hasat, iç ceviz ve yeşil kabuğun olgunlaştığı dönem olarak kabul edilir. Kalin açıldığı ve sert kabuktan ayrıldığı dönem yeşil kabuğun olgunlaşma belirtileridir. İç cevizin olgunluk belirtisi ise; iç ceviz ile sert kabuk arasında bulunan paket dokusunun kahverengileşmeye başladığı dönemdir. Çoğunlukla yeşil kabuk, iç cevizden daha geç olgunlaşır. Hasadın iç ceviz olgunluk zamanında yapılması, bu dönemde iç cevizin açık renkli olması nedeniyle iç cevizin ticari değerini artıracaktır. Ancak yetiştirici eğer hasat yeşil kabuğun olgunlaşma zamanını beklerse çok önemi kalite kayıpları meydana hasat zamanına iklimin önemli etkisi olabilmektedir. Serin iklime sahip bölgelerde iç ceviz olgunlaşma zamanı ile yeşil kabuk olgunlaşma zamanı genellikle aynı döneme rastlar. Yüksek nem yeşil kabuğun açılmasını zamanını etkileyen önemli bir faktörde yetiştiriciliği yapılan çeşittir. Örneğin hasadı zamanında ve doğru yapıldığında Chadler ve Serr gibi çeşitler açık renkli iç rengine edilen meyvelerin toplanması, yeşil kabuklarının ayrılması ve meyvelerin kurutulması vs. kalite kayıplarını önlemek açısından mümkün olduğu kadar çabuk altında kalan meyvelerde, uzun süre yeşil kabuğu üzerinde kalan meyvelerde iç renginde bozulmalar Hasat Yöntemleri Cevizlerde hasat elle ve mekanik yolla olmak üzere iki metotla yapılmaktadır. Türkiye’de hasat sırıkla ağacın dövülmesi şeklinde yapılırken ceviz yetiştiriciliğinde söz sahibi ülkelerde mekanik yolla yapılmaktadır. Ağacı dövme şeklinde yapılan hasatta başta bir yıl sonraki yılda ürün verecek dallar olmak üzere önemli zararlanmalar meydana yolla hasat; ağacın ana dallarının yada ağaç gövdesinin değişik sarsıcılar ile sarsmak ve meyvelerin ağaç üzerinden yere düşmesini sağlamak şeklinde yapılmaktadır. Bu amaçla değişik sarsıcılar Kablolu sarsıcılar-Eksantrik sarsıcılar, Poner hareketli sarsıcılar, Pnömatik sarsıcılar vs. Hasat SonrasıHasattan sonra kalite kayıplarını en aza indirmek amacıyla yeşil kabuk sert kabuktan kolayca ayrılmalı, yani meyveler hemen kavlatılmalıdır. Bazı yörelerimizde yeşil kabuğun yumuşaması ve kolay çıkması amacıyla üzerine naylon, kalın bez ve çuval gibi örtülerle örtülmesi önemli kalite kayıplarına neden olabilmektedir. Bazı ülkelerde kavlatma tamamen mekanik yolla değeri açısından için tüm olarak çıkması istenir. Hasadı yapılan meyveler eğer iç olarak pazarlanması söz konusu ise, cevizler daha kurumadan nemli iken kırılma işlemine tutulur. Böylece daha kolay bir şekilde için tüm olarak çıkması ceviz kırma işlemleri sergenler olarak adlandırılan yerlerde genelde kadınlar tarafından çekiçle vurarak kırmak şeklinde yapılmaktadır. Kırma işleminden sonra cevizler renklerine göre sınıflandırılıp paketleme işlemine tabi Kurutmaİç ceviz olarak değerlendirilmeyecek yani kabuklu olarak pazarlanacak meyveler kavlatma işleminden sonra hemen kurutulmalıdırlar. Kurutma işlemi cevizin depo ömrü bakımından çok önemlidir. Bunun için kabuklu ve iç cevizde bulunması gereken en yüksek nem oranları standartlarla belirlenmiştir. Örneğin ye göre kurutulmuş; kabuklu cevizlerde %8, iç cevizde ise %5 nem oranı genelde cevizler dışarıda gölgede kurutulmaktadır. Bazı yörelerimizde ise güneş altında 7- 10 gün bekletilerek kurutma yapılmaktadır. Bu da başta iç renginin koyulaşması gibi çeşitli kalite kayıplarına neden olmaktadır. Bu yüzden bu kurutma şekli yanlıştır. Eğer başka kurutma imkanı yoksa en azından kurutma dışarıda gölge ortamlarda yapılmalıdır. Yani meyveler direkt olarak güneş ışığı altında kurutulmamalıdır. Ancak dünya ceviz üretiminde söz sahibi ülkelerde kurutma tamamen mekanik yollarla yapılmaktadır. Mekanik yollarla yapılan kurutma işlemlerinde, genelde meyveler 30- 350C de 24 saat bekletilmektedirler. Sıcaklığın 400 C’ nin üzerine çıkışı iç kalitesi bakımından Depolama ve AmbalajlamaCevizler yüksek yağ içeriğine sahip meyve olduğu için uygun şartlarda depolanması başta iç meyvenin bünyesindeki yağ bozulmaları açısından önemlidir. Bu yüzden cevizler düşük sıcaklıklarda 0- 40C ve kuru ortamlarda uzun süre bir ürünün pazarlanmasında çok önemli bir aşamadır. Bu yüzden ambalajların sağlıklı materyallerle usulüne uygun yapılması gerek kabuklu gerekse iç cevizin pazarlanması açısından tüketicileri cezbetmektedir. Büyük çuvallarla doldurulmuş karışık cevizlerle, hepsi aynı renkte küçük gramajlı ambalajlanmış cevizlerin albenisi arasında çok açık farklılık görülmektedir. Örneğin iç cevizlerin ışık geçirmeyen vakumlu plastik torbalarla yapılması ve etiketlenmesi tüketiciler açısından çok ve hasat sonrasındaki dönemlerde işlemlerin doğru yapılması üretici ve dolaysıyla da ülke cevizciliği için çok dikkat edilmesi gereken konuların yetiştiriciliğinde söz sahibi ülkelerde MODERN HASAT VE SONRASI belli başlı aşamalar
Stevia Stevia rebaudiana Asteraceae familyasından bir bitkidir ve ayçiçeği ve krizantemler ile akrabadır. Ülkemizde şeker otu ismi ile tanınmaktadır. Ülkemizde ticari olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Stevia Şeker otu nerede yetişir? Stevia yetiştiriciliği ve daha fazlası sizin için yazımızda derlenmiştir. Şeker otu Stevia rebaudiana Çok yıllık, yarı çalımsı bir bitki olan Şeker otunun anavatanı Paraguay ve Güney-Batı Brezilya’dır. Japonya, Çin, Tayvan, Güney Kore, Meksika, Amerika Birleşik Devletleri, Tayland, Malezya, Endonezya ve Avustralya gibi bir çok ülkede tarımı yapılmaktadır. Stevia’nın yaprak ekstresinin tatlığı şeker kamışı ile kıyaslandığında 300 kat daha fazladır. Stevia ilk defa Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde yetiştirilerek Türkiye’ye tanıtılmıştır. Stevia – Şeker Otu Kimyasal Özellikleri Stevia yapraklarının tatlandırıcı özelliği, sakarozdan çok daha tatlı olan steviol glikozitlerden SG kaynaklanmaktadır. Şeker otu yapraklarında bulunan başlıca steviol glikozitler; steviosit, rebaudiosit A, B, C, D, E ve dulkosit A gibi glikozitlerdir. Bunlardan steviosit ve rebaudiosit A bitkinin asıl tatlandırıcı özelliğini vermektedir. Yapraklardaki toplam steviol glikozitlerin oranı %8-15 arasında değişmektedir. Şekerotunun asıl tatlandırıcı özelliğini veren steviosit ve rebaudiosit A glikozitlerinden rebaudiosit A tat olarak pancar şekerine daha yakın olanıdır. Kurutulmuş yapraklardaki ortalama toplam steviol glikozitlerin oranı %8-15; steviosit oranı %6-10 ve Reb-A oranı %3-5 arasında değişmektedir. Bitkinin kuru yaprakları şekerden 20-30 kat, sıvı ekstresi ise 250-300 kat daha tatlı olup kalorisi sıfırdır. Stevia – Şeker Otu Tıbbi Önemi Şeker otu, Paraguay’da uzun yıllardır tatlandırıcı ve bitkisel ilaç olarak kullanılmaktadır. Stevia’dan elde edilen tatlandırıcı, şeker hastaları için yapay tatlandırıcılara alternatif olan en iyi doğal kaynaktır. Stevia çok güçlü bir doğal tatlandırıcı olmakla birlikte sıfır kalorilidir ve kan şekerini artırmamaktadır. Bu nedenle, başta şeker hastaları olmak üzere diyet yapanlar ve sağlıklı beslenmek isteyenler stevia ürünlerini kullanmaktadırlar. Stevia – Şeker Otu Bitkisel Özellikleri Stevia rebaudiana Bertoni stevia cinsinin otsu, çok yıllık bir üyesidir ve kromozom sayısı 2n=22’dir. Kısa gün bitkisidir. Yoğun bir kök sistemine sahiptir, gövdesi oldukça nazik ve kırılgandır. Yaprakları 2-8 cm uzunluğunda, kenarları ince dişli oval şeklindedir. Yapraklar alternat dizilişlidir. Yani her boğumdan bir yaprak çıkar ve bunların arasında belli bir açı vardır. Yapraklar gövde tepesine doğru sarmal oluşturur. Bitki kültür koşullarında 1 m ya da daha fazla uzunluğa ulaşabilir. Çiçekler indeterminat özelliktedir ve dalların uçlarında bulunurlar. Çiçekler beyaz, tüpsü ve iki eşeylidir yani erkek polen ve dişi organlar stamen aynı çiçektedir. Çiçekler kendine kısırdır ve bu nedenle yabancı tozlanmaktadır. Çiçek yapısı 2-6 adet ufak beyaz çiçekçikten oluşan küçük salkım şeklindedir. Bitkide kendine uyuşmazlık olmasından dolayı tozlanma için böcek gerekmektedir. Tozlanmanın olmadığı durumlarda çimlenme yeteneği olmayan veya çok düşük olan tohumlar oluşmaktadır. Tohumlar 3 mm uzunluğunda aken tipindedir. Her bir aken yaklaşık 20 tüye sahiptir. Ortalama bin tane ağırlığı ise 0,3 ile 0,6 g arasında değişmektedir. Stevia’da başarılı bir tohum üretimi için yabancı tozlanma önemlidir. Arı ile tozlanma sağlandığında tohumlardaki çimlenme oranı %60’a kadar çıkmıştır. Stevia – Şeker Otunun İklim İstekleri Şeker otunun doğal habitatı 25° paralelde yer alan ve Paraguay’ın kuzey doğusunda denizden yüksekliği 500-1500 m olan subtropikal alanlardır. Bu alanların yıllık ortalama sıcaklığı 24°C ve ortalama yağışı ise 1400 mm’dir. Stevia yarı nemli subtropikal bölgelerin bitkisidir. En iyi gelişmeyi yıllık sıcaklık ortalaması 31°C, yağışı ise 1400 mm olan alanlarda göstermektedir. Gelişme aşamaları boyunca soğuğa oldukça hassastır. Don olaylarının minimum olduğu, yüksek ışık yoğunluğu olan ve yüksek sıcaklığa sahip bölgelerde daha yüksek yaprak üretimi sağlanmaktadır. Ancak, gün uzunluğu ışık yoğunluğundan daha kritiktir. Uzun bahar ve yaz günleri yaprak gelişmesi için idealdir. Buna karşın, kısa gün koşulları ise çiçeklenmeyi teşvik etmektedir. Stevia güneş ışınlarının aşırı yoğun olması durumunda, yaz aylarında kısmen de olsa gölgeye ihtiyaç duymaktadır. Stevia’nın dikimi sırasında toprak sıcaklığının minimum 18°C olması uygundur. Stevia – Şeker Otu Toprak İstekleri Şeker otu yetiştiriciliği için en uygun topraklar verimi yüksek, kırmızı ve orta bünyeli topraklardır ve bu toprakların pH değerinin 6-7 arasında olması idealdir. Ayrıca Stevia yetiştiriciliği yapılacak toprakların drenajı çok iyi olmalıdır ve toprak uzun süre nemli kalmamalıdır. Çünkü, Stevia bitkisi su göllenmesine çok duyarlıdır. Bu nedenle yüksek kil içeriğine sahip ağır bünyeli topraklarda yetiştiriciliği önerilmez. Şeker otunun besleyici kökleri toprak yüzeyine oldukça yakın olduğu için, özellikle kumlu topraklara ilave besin olarak kompost eklenmesi gelişmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Stevia – Şeker Otu Yetiştiriciliği Stevia hem tohumla hem de doku kültürü ve çelikle çoğaltılabilen bir bitkidir. Stevia tohumları çok küçük oldukları için doğrudan araziye ekilmez. Bu nedenle öncelikle fide elde edilmesi, daha sonra bu fidelerin araziye aktarılması gerekmektedir. Ekimler sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli unsur sağlam tohum kullanılmasıdır. Genellikle siyah ve dolgun tohumlar sağlam ve çimlenme yüzdeleri yüksek tohumlardır. Stevia tohumlarında çimlenme için en uygun sıcaklık 20-30°C’dir. Sıcaklığın 20°C’nin altına düştüğü durumlarda çimlenme yüzdesi de düşmektedir. Stevia Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır Arazi derin bir şekilde sürüldükten sonra taban gübresi DAP, 20-20-0 veya 15-15-15 atılır ve üzerine diskaro geçirilerek hem gübrenin karışması sağlanır, hem de kesekler kırılarak düzgün bir alan oluşturulur. Dikim, Antalya koşullarında, Nisan ayı içerisinde yapılabilir. Bu dönem toprak sıcaklığının 15-20°C olduğu dönemdir. Dikimde sıra arası mesafe 60-70 cm, sıra üzeri mesafe ise 20-40 cm olacak şekilde dikim yapılmalıdır. Dikim elle yapılacaksa 15-20 cm derinliğinde ocaklar çapalarla açılır. Daha sonra fidenin kök ve gövde kısmına herhangi bir zarar vermeden ocaklara yerleştirilir ve hemen can suyu verilir. Fide dikim makinesi ile sırta dikim yapılabilir. Stevia – Şeker Otu Sulama Stevia yüksek sıcaklıkların yaşandığı dönemlerde suya oldukça fazla oranda ihtiyaç duymaktadır. Ancak stevia bitkisi su göllenmesine de aşırı derecede hassastır. Bu nedenle su tutma kapasitesi düşük topraklarda yapılan yetiştiriciliklerde daha yüksek verim alınabilmektedir. Sulama sistemi olarak damlama sulama sisteminin kullanılması daha uygundur. Damlama sulama sistemi kullanılarak hem aşırı sulama önlenmiş olur, hem de hastalıkların bitkiden bitkiye taşınması ve yabancı otların çoğalması engellenmiş olur. Stevia – Şeker Otu Gübreleme Toprak koşullarına göre değişmekle birlikte genellikle Stevia için saf madde üzerinden dekara atılacak 10 kg azot, 5 kg fosfor ve 5 kg potasyum yeterli olmaktadır. Ancak çok verimsiz topraklarda yetiştiricilik yapılacaksa, toprak analizleri yapılarak elde edilen sonuçlara göre bu miktarlar artırılabilir. Azot, topraktan hızlı bir şekilde yıkandığı için yarısı dikim zamanı, yarısı ise fideler araziye aktarıldıktan 30 gün sonra verilmelidir. Yabancı Ot Mücadelesi Stevia’da araziye uygulanan suyun buharlaşmasını engellemek ve yabancı otlarla mücadele etmek amacıyla malçlama işlemi uygulanabilir. Malçlama aynı zamanda toprak sıcaklığının artmasını sağlayarak kök gelişimine yardımcı olmaktadır. Stevia fideleri için en önemli sorun yabancı otlardır. Bu nedenle bitkiler iyi bir şekilde gelişinceye kadar sürekli olarak yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Bitkiler gelişip yüzeyi iyice kapladıktan sonra güneş ışığı alamayan yabancı otlar fazla sorun olmamaktadır. Yabancı ot mücadelesi için mekanik ve kimyasal yöntemler kullanılabilir. Hastalık ve Zararlılar Antalya’da ağır bünyeli taban arazide yetiştirilen Stevia bitkilerinde Rhizoctonia kök çürüklüğü ve Phytophthora hastalıkları önemli zararlara neden olmuştur. Stevia tarımında, fungal hastalıkların mücadelesi mümkündür. Bahsedilen hastalıklar ortaya çıkarsa en kısa sürede ilaçlı mücadeleye başlamak gerekir aksi taktirde tarlada büyük kayıplar meydana gelebilmektedir. Stevia – Şeker Otu Hasat Sıcak iklime sahip bölgelerde yılda birden fazla biçim yapılabilmektedir. Çünkü bu bölgelerde kış çok sert geçmediği için bitkiler soğuğa maruz kalmamakta ve ölmemektedirler. Örneğin Paraguay ve brezilyada yılda 3 biçim yapılabilmektedir. Akdeniz iklimi koşullarında yüksek yaprak verimi ve kalitesi için Eylül ayında tek hasat yapılmalıdır. Stevia’da en uygun hasat zamanı çiçeklenmenin hemen başıdır. Bu dönem yapraklarda tatlandırıcının en yüksek olduğu dönemdir. Biçim yüksekliği 10-15 cm olmalıdır. Biçim çok aşağıdan yapılırsa ertesi biçimde verimin oldukça düştüğü belirlenmiştir. Hasatta bitkinin yaprakları ve sapları birlikte biçilir. Küçük alanlarda biçim budama makasları kullanılarak elle yapılabilir. Çok büyük alanlarda ise biçim makineleri kullanılmaktadır. Biçim için sabah erken veya akşam üzeri havanın serin olduğu saatlerin seçilmesi uygundur. Ancak, sabah erken yapılacak biçimlerde eğer bitkilerin üzerinde çiğ oluşmuşsa, çiğ’in kalkması beklenmelidir. Hasat Sonrası İşlemler Biçimden sonra kurutma işlemi güneş ışığını doğrudan almayan gölge bir alanda yapılmalıdır. Bu alan hava sirkülasyonunun olduğu bir yer olursa daha iyi bir kurutma ortamı sağlanmış olur. Kurutma için gölge bir yerde kurutma sehpaları kurulabilir. Bitkilerin hızlı bir şekilde kurutulması kalite için çok önemlidir. Biçimden sonra hızlı bir şekilde kurutulmayan Stevia yapraklarında oksidasyon nedeniyle, steviosit içeriğinin 3 gün içinde 3’te 1 oranında düştüğünü bildirmiştir. Bu nedenle kontrollü kurutma odalarının kullanılması önerilebilir. Kurutma sistemlerinde 50-55 °C sıcaklıkta birkaç günde kurutma işlemi tamamlanabilmektedir. Çok yüksek kurutma sıcaklıkları da kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir.
şeker otu yetiştiriciliği iklim istekleri