foZvk. Tiroid Sintigrafi Nedir Nasıl Çekilir Kimlere Yapılır Vücudumuzda organların işlevlerini yerine getirebilmesi için önemli olan farklı dokular vardır. Bu dokulardan biri de tiroid bezleridir. Tiroid bezleri boyunda bulunur ve kelebek şeklindedir. Sağlıklı bir vücut için hormon salgılayan tiroid bezinin olması gerekenden daha yavaş veya daha hızlı çalışması vücutta birtakım problemlere neden olur. Daha çok kadınlarda görülen tiroid eksikliği veyahut tiroid fazlalığı ilk zamanlarda olmasa da ilerleyen zamanlarda vücutta çok ciddi problemlere yol tiroid bezlerinden kaynaklanabilecek hastalıklar için erken teşhis çok önemlidir. Vücudumuz için önemli olan tiroidlerde problem olması hafife alınmayacak kadar önemli bir husustur. Tiroid Sintigrafisi Nedir? Tiroid sintigrafisi troidlerin durumu hakkında bize bilgi veren tıbbi tarama testidir. Vücutta tiroid bezlerinde problemin belirtileri görülmeye başlandığında zaman kaybetmeden hastanelerde endikronoloji uzmanına gidilmesi gerekmektedir. Eğer hastanenizde endekronoloji uzmanı yoksa dahiliye uzmanına gitmeniz gerekmektedir. Doktor hastayı muayene ettikten sonra kesin teşhis koyabilmek için doktor tiroid sintigrafisi çekimi isteyebilir. Tiroid Sintigrafisi Nasıl Çekilir? Tiroid sintigrafisi için öncelikle hastaya damar yolundan ilaç verilir ve ilacın vücuda yayılması için 20 dakika kadar beklenir. Sonrasında hasta çekim odasına alınır ve tiroid sintigrafisi ortalama 10 dakikada çekilmiş olur. Süresinden de anlaşılacağı gibi bu işlem oldukça kolay, aşırı radyasyon içermeyen ve acı vermeyen bir işlemdir. Tiroid sintigrafi çekiminden önce özel hazırlık yapılmasına gerek kalmamaktadır. Örneğin hastanın aç kalmasına gerek kalmamakta ve düzenli kullanılan ilaçların bırakılması gerekmemektedir. Tiroid sintigrafi sonuçları çekim bittikten 10 dakika sonra hızlı şekilde çıkmaktadır. Tiroid sintigrafi hakkında genellikle merak edilen ilk konu ağrı verip vermediğidir. Bu işlem öncesinde tiroidlerin incelenebilmesini sağlayan radyoaktif madde hastaya damar yoluyla enjekte edilmektedir. Bu madde hastada ağrı veya acı yapmamaktadır. Tiroid Sintigrafisi Kimlere Yapılır? Tiroid sintigrafi tiroidlerinde problem yaşayan kişilere uygulanan bir işlemdir. Erkeklere oranla daha çok kadınlarda görülen tiroid hastalıklarının tedavi edilmediğinde kansere dönüşme riski bulunmaktadır. Bu durumda meydana gelen kanser türleri de “iyi huylu” veya “kötü huylu” olarak değerlendirilmektedir. Tiroid sintigrafi tiroid hastalıklarının iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olup olmadığını anlamak için de yapılabilir. Doktor yapacağı tetkik ve incelemeler sonucunda hasta için gerekli ve uygun olan tedaviye belirler ve daha büyük hastalık oluşmasını engellemeye çalışır. Tiroid Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Herkesin bildiği gibi yaşadığımız hastalıkların üstesinden gelmenin ilk yolu hastalık ve belirtileri hakkında yeterli bilgi sahibi olmak ve belirtileri yaşanmaya başladıktan sonra hemen bir doktora görünmektir. Tiroid bezlerinde meydana gelecek hastalıkların olası belirtileri şu şekilde sıralanabilir Halsizlik, yorgunluk ve uyku hali Sık sık üşümek Kabızlık Kaslarda ağrı ve kramp Aşırı iştahsızlık Guatr tiroid bezlerinin genişlemesi Ciltte hassaslaşma ve kuruluk Saçlarda dökülme ve kuruluk Göz ve yüzde şişlik Dilin büyümesi Depresyon hali Hafıza ve konsantrasyon problemleri Ellerde uyuşma Tiroid Sintigrafisi Hangi Durumlarda Çekilir? Tiroid sintigrafi tiroid bölgesinde oluşan enfeksiyon ve diğer hastalıkların teşhisi için çekilmektedir. Tiroid hastalıkları gizli şekilde veya aniden gelişebilmektedir. Bu yüzden erken teşhis edilmesi önemlidir. Bu hususta sintigrafi çekilmesi büyük fayda sağlamaktadır. Tiroidlerde meydana gelen hastalıkların olası belirtilerinden yazımızın yukarısında bahsetmiştik. Bu tür belirtilerin yaşandığı durumda hemen hastanelerde endokronoloji uzmanına veya dahiliye uzmanına gidilmelidir. Doktor tiroidlerde hastalıklardan şüphelendiği zaman emin olabilmek ve kesin teşhis koyabilmek için sintigrafi çekilmesini gerekli görmektedir. Tiroid sintigrafisi oldukça gelişmiş laboratuvarlarda yapılır ve ardından bir rapor oluşturulur. Bu rapor kişideki hastalıkla ilgili detaylı bilgiler içermektedir. Tiroid sintigrafi sayesinde hastalığın evresi görülebilmekte ve doktorlar buna göre hastaya uygun tedaviye başlamakta ve erken tedavi ile hastalığı daha kötü hal almadan iyileştirebilmektedir. Tiroid sintigrafi çekimi sonrasında hastalar normal yaşamlarına döner. Sintigrafi sırasında hastanın yanındaki refakatçı çekim alanından uzak bir yerde durmalıdır. Tiroid Sintigrafisi Çekimi Sonrası Ne Yapmalıdır? Tiroid sintigrafi radyasyonlu bir alanda çekilmektedir. Bu sebeple hamile kadınlar bu alandan uzak durmalıdır. Tiroid sintigrafi sonrasında sintigrafi çekilen kişi başkalarıyla temas etmemelidir. Özellikle sintigrafi çekiminden hemen sonra cinsel ilişkiye girilmesi tavsiye edilmemektedir. Çünkü karşıdaki kişide de sintigrafi etkisi görülebilir. Sintigrafi çekiminde vücudun görüntüsünü almak için damar yolundan verilen radyoaktif madde çekim sonrasında vücuttan çeşitli şekillerle idrar vb. atılabilir. Bu sebeple kişi özellikle tuvalette hijyen kurallarına uymaya dikkat etmelidir.
Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında hemen soluk borumuzun başladığı düzeyde yer alan bir salgı bezidir. Tiroid bezinin en önemli görevi metabolizma hızını düzenleyen hormonları salgılamaktır. Tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları kalp hızı, kan basıncı, kolesterol, yağ ve şeker metabolizması gibi çok önemli süreçlerde rol oynamaktadır. Tiroid hormonlarının kandaki seviyesinin ayarlanması beyinde yer alan hipofiz bezinin salgıladığı tiroid uyarıcı hormon TSH tarafından yapılır. Tiroid bezinin normalden az çalışmasına hipotiroidi adı verilir. Hipotiroidi varsa kalp hızı ve tansiyon düşer, hareketler yavaşlar, uykuya eğilim izlenir ve genellikle kabızlık olur. Hipertiroidi varsa yani tiroid bezi fazla çalışıyorsa terleme, titreme, sinirlilik, tansiyon yüksekliği ve kalp hızında artış izlenebilir. Ayrıca ishal ve kilo kaybı da hipertiroidide gözlenebilir. Tiroid bezinin en sık hastalığı tiroid nodülleridir. En hassas inceleme yöntemi ultrasondur. Ultrasonda 50 yaş üzerindeki sağlıklı insanlarda bile yaklaşık %50 oranda nodüller tespit edilebilir. Aslında bu nodüllerin %90 ından fazlası iyi huyludur, sadece %10 dan az bir oranda kötü huylu kanser hücresi içeren olabilirler. Ultrason yapan radyoloji uzmanının deneyimli olması ve nodülün yapısı hakkında detaylı raporlama yapabilmesi çok önemlidir. Ultrasonda cm’den büyük çaplı olan nodüllerin iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğunu anlamanın en kolay yolu ince iğne aspirasyon biyopsisi İİAB yapılmasıdır. Tiroid biyopsisi konusunda deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları ultrason rehberliğinde küçük bir iğne ile nodül içerisinden hücreler alır ve bu hücreler patolojide mikroskop altında incelenerek tanı koyulur. Biyopsi sonucu iyi huylu ya da kötü huylu gelebildiği gibi bazı vakalarda şüpheli gelebilir. Biyopsi sonucu kötü huylu yani kanser ile uyumlu geldiğinde tiroidin bir kısmı ya da tamamı ameliyatla alınır. Daha sonra da, kalan hücreleri yok etmek için radyoaktif iyot tedavisi yapılabilir. Radyoaktif iyot ile tüm tiroid bezi içeren dokular yoğun radyasyona maruz kalmış olur. Hasta bu tedaviden sonra tüm duvarları kurşunla kaplı bir odada 2-3 gün tutulur. Biyopsi sonucu şüpheli gelen olguların %90 ına, tekrar ince iğne biyopsisi ve/veya kalın iğne biyopsisi yapılarak iyi huylu olduğunun tanısı konulabilir. Bu nedenle, sonuç şüpheli geldiğinde hemen ameliyat olunması hiç de doğru bir yaklaşım değildir. İkinci kez biyopsinin yapılması yerine hemen ameliyat önerilen merkezlerlerde iyi huylu tiroid nodüllerine %90 oranında gereksiz tiroid ameliyatı yapılmaktadır. Bu ameliyatların kalıcı ses kısıklığı ya da anesteziye bağlı birçok riskleri olmasının yanında operasyon sonrasında birçok hasta ömür boyu sentetik tiroid hormonuna bağımlı yaşamak zorunda kalmaktadır. Tüm bunların gerçekte iyi huylu olan bir tiroid nodülü için yaşanması 21. yüzyılın tıp pratiğine yakışmamaktadır. Tıbbın en eski ve en önemli ilkesi olan “ÖNCELİKLE HASTANA ZARAR VERME” prensibine de uymamaktadır. Oysa bu tür hastalarda trukat yöntemiyle kalın iğne biyopsisi yapılacak ikinci bir iğne biyopsisi ile büyük oranda kesin tanı konabilir ve gereksiz ameliyatlar önlenebilir. Bunun nedeni, trukat biyopsi ile İİAB’e göre dokudan daha büyük parçaların alınabilmesi ve patolojinin daha kesin tanı koyabilmesidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, ilk İİAB de şüpheli sonuç gelen hastalarda, trukat biyopsi ile yaklaşık %80-90 oranında kesin tanı konabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle, bu tür hastalarda öncelikle trukat biyopsi yapılmalı, eğer trukat biyopside de kesin sonuç alınamazsa ki bu çok nadiren olur, o zaman cerrahi operasyon düşünülmelidir. Biyopsi sonucu iyi huylu gelirse hastada hiç bir şikayet yoksa nodül ultrason ile 6 ay aralıklar ile takip edilir. Ancak, iyi huylu nodül belli bir çapın üzerinde ise, şikayetlere neden oluyorsa ya da hızlı büyüme gösteriyorsa genellikle tedavi önerilir. İyi huylu nodüllerde tedavi gerektiren şikayetler tiroid nodülünü kitle etkisine ya da hormone üretmesine bağlı olabilir. Nodülün kitle etkisine bağlı olarak; kozmetik, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses değişmesi ve boyun ağrısı gibi şikayetler olabilir. Ayrıca nodülün hormon üretimine bağlı olarak da çarpıntı, sinirlilik, el titremeleri, uykusuzluk ve terleme gibi şikayetleri olabilir. Tedavide klasik yöntem, tiroid bezinin bir kısmının ya da tamamının ameliyat ile alınmasıdır. Ancak tiroid ameliyatlarının bazı riskleri ve dezavantajları bulunmaktadır. Boyunda kalıcı bir kesi izi bırakması ve hastanın çoğunlukla ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu, ve anesteziye bağlı riskler mevcuttur. Tüm bu risklerin iyi huylu bir nodül için yapılması günümüz modern tıbbına yakışmamaktadır ve sorgulanan bir yaklaşımdır. İyi huylu nodüllerin tedavisinde yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiştir ve son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır. Perkütan ablasyon yöntemleri cerrahi operasyona iyi bir alternatiftir ve son 10 yılda tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde de ameliyatsız tiroid nodül tedavisinde deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları bulunmaktadır. Bu yöntemde, lokal anestezi ve ultrason rehberliğinde nodüle çeşitli iğnelerle girilir ve nodül lazer, radyofrekans veya mikrodalga enerjisiyle ısıtılarak termal ablasyon tahrip edilir. Kistik sıvı içeren nodüllerde ilk seçilecek yöntem ise alkol enjeksiyonuyla kimyasal ablasyon tedavidir. Modern yöntemler ile ağrısız ve neştersiz olarak yapılan tiroid nodül tedavisi sonrasında hastalar birkaç saat içinde normal hayatlarına dönebilir. Ayrıca ömür boyu sentetik tiroid hormon kullanmak zorunda da kalmaz. Bu nedenle iyi huylu nodüllerde ilk tercih edilmesi gereken yöntem ameliyatsız modern yöntemler olmalı. Klasik ameliyatlı tedaviler ikinci aşamada gereklilik halinde uygulanmalıdır. GUATR; Tiroid bezinde nodüllerden ayrı olarak ele alınması gereken başka bir hastalık da guatrdır. Guatr tanım olarak tiroid bezinin büyümesidir. Tiroid bezi nodüller şeklinde yumrular ile birlikte büyümüşse buna nodüler guatr denir. Nodül olmadan olan büyümesine ise basit guatr adı verilir. Basit guatrda tiroid hormon üretimi azalmıştır ve tiroid bezinin daha fazla hormon üretmesi için beyindeki hipofizden yüksek miktarda tiroid uyarıcı hormon TSH salgılanmaktadır. Yüksek TSH tiroid bezini büyütmekte ve basit guatr bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu süreci başlatan tiroid bezinin yeterli hormon üretememesinin 2 sebebi olabilir. Bunlardan ilki iyot eksikliği, ikincisi ise tiroid bezinin Hashimoto gibi otoimmun hastalıklarıdır. Otoimmun hastalıklarda tiroid hücrelerine karşı oluşan antikorlar tiroid bezinin harabiyetine neden olmaktadır. Nodüler guatrda bez içinde nodüller çok büyük boyutlara ulaşır. Bu nodüller eğer çok sayıda ise bu hastalığa multinodüler guatr MNG denir. MNG ile birlikte hipertiroidi varsa, hangi nodülün fazla hormon ürettiğini anlamak ve o nodule yönelik tedavi yapmak için tiroid sintigrafisi yapılır. Ultrason görüntüleri ile birlikte sintigrafi görüntüleri değerlendirilerek hangi nodülün hormone üreten nodül sıcak nodül olduğu belirlenir. Sonrasında yeni yöntemler ile sadece o nodülün tedavisi mümkün olmaktadır. MNG da ayrıca kanserli nodül yönünden değerlendirme de çok önemlidir. Ultrason görüntülemesinde büyük boyutlu, koyu renkli, kistik olmayan, düzensiz kenarlı ve küçük kireçlenme odakları içeren nodüllerin kanser olma olasılığı daha yüksektir. Yapılan biyopside iyi huylu çıkan nodüllere, takip ya da perkütan ablasyon ameliyatsız tiroid nodül tedavisi uygulanabilir. MNG li hastaların nodüllerinin içinde %10 dan daha az bir oranda küçük kanser odakları olduğu gösterilmiştir. Ancak bu kanserler çoğunlukla tirioidin en iyi huylu kanseri olan papiller karsinom tipindedir. Tiroid bezinde düşük riskli papiller kanser mikrokanser 20 yıllık sağ kalımı %99 olan çok yavaş seyirli bir kanser türüdür. %95 oranında belirgin büyüme göstermez. Sonuç olarak MNG li hastalar çok düşük oranda bir kanser riski taşımaktadır.
Tiroid cerrahisi tiroid bezinin kanser veya kanser dışı bazı hastalıklarında tedavi amacıyla uygulanmaktadır. Bu amaçla uygulanan çeşitli operasyonlar; Lobektomi Tiroid bezinin yarısının çıkartılmasıdır. Subtotal tiroidektomi Heriki lobda bir miktar tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması Totale yakın tiroidektomi Tek tarafta bir gramdan daha az tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması Total tiroidektomi Tiroid bezinin tamamının çıkartılması. Her operasyon için belirli endikasyonlar mevcuttur. Tiroid cerrahisinin en önemli riskleri anatomik olarak komşu yapıların zarar görmesidir. Bunlardan birincisi kalsiyum seviyesini düzenleyen paratiroid bezleri, diğeri ise ses tellerini uyaran sinirlerdir. Ameliyat öncesi hastaların en sık sorduğu sorular aşağıda özetlenmiştir. Neden ameliyat gerekiyor? Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar. Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak? Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmonel kalp ve dolaşım sistemi değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal böbrek üstü bezi tümörler feokromasitoma, hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır. Ameliyatı yapacak cerrahı nasıl seçmeliyim? Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar. Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak? Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmonel kalp ve dolaşım sistemi değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal böbrek üstü bezi tümörler feokromasitoma, hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır. Ameliyatı yapacak cerrahı nasıl seçmeliyim? Tiroid cerrahisi bu konuda özel eğitim almış ve tecrübeli cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Tiroid cerrahisini sık uygulayan cerrahların yaptığı ameliyatlar sonrası komplikasyon oranları daha düşüktür. Ameliyatın riskleri nelerdir? Tiroid cerrahisi sırasında kaşılaşılabilecek en önemli riskler kanama, kalıcı ses değişikliklerine neden olan ses tellerini uyaran sinirin zedelenmesi ve hipoparatiroidiye yol açan vücudumuzun kalsiyum düzeyini ayarlaya paratiroid bezlerinin hasar görmesidir. Bu komplikasyonlar daha çok lenf nodu tutulumu olan ve çevreye yayılmış büyük tümörlerde, tiroid bezine yapılan ikinci ameliyatlarda ve göğüs kafesine doğru uzanım gösteren büyük guatrlarda olur. Cerrahın tecrübesi yetersiz olduğunda komplikasyon oranı artar. Genel olarak komplikasyon oranı % 2'nin altında olmalıdır. Tiroid bezimin ne kadarının alınması gerekiyor? Cerrahınıza size nasıl bir ameliyatın planlandığını lobektomi, subtotal tiroidektimi veya total tiroidektomi sorunuz . Papiller ve folliküler tiroid kanserlerinde genellikle tercih edilen ameliyat şekli total tiroidektomidir. Medüller tiroid kanserde primer tümör büyükse tutulmuş olabileceği düşünülen lenf nodlarını çıkartmak için lenf nodu diseksiyonu uygulanır. Çok sayıda iyi huylu nodül olan guatrlarda nodüller tek lobda toplanmış, karşı lob normalse sadece o tarafa lobektomi yeterlidir. Graves veya multinodüler guatra bağlı hipertiroidide genellikle tek tarafa total diğer tarafa totale yakın tiroidektomi uygulanır. Ameliyat sonrası normal hayatıma dönebilecekmiyim? Evet. Cerrahiye bağlı etkiler geçtikten sonra ameliyat öncesi yapabildiğiniz herşeyi yapabileceksiniz. Tiroid bezinin tamamı veya tamamına yakını alınanlarda
tiroid sintigrafi çekildikten sonra dikkat edilmesi gerekenler