YemenTürküsü (Burası Muştur Yolu Yokuştur) Kullanım Şartları ve (Burası Muştur Yolu Yokuştur) Hikayesi.
Decem ·. BURASI MUŞTUR. (Türküsünün Hikayesi) Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk her söylenişinde duygulandığı ve en sevdigi Türkülerden olan Türkünün hikayesi "Anadolu çocuklarının ne işleri vardı Yemen çöllerinde? Oraya gönderildiklerinde belki yeni evliydiler. İçlerinden
burası muştur(yemen türküsü) alıntıdır Hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu düşündüğünüz içeriği BURADAN bildirebilirsiniz. Kısa sürede
pwCrT. Türkülerin hikayelerini bilmek, türküleri daha iyi anlamaya yardımcı olmaktadır. Hikayesi bilinen türküler duygulara hakim olabilmektedir. Bu zamana kadar Yemen Türküsünün hikayesi hiç duymadık belki de. Her seferinde türküyü duyduk, hüzünlendik ama hikayesini hiç merak etmedik. Yemen türküsünün hikayesinin öğrenmek kişileri türküye daha fazla yaklaştırarak türküye olan bağımlılığı ve anlamı artıracaktır. İşte Yemen türküsünün hikayesi Yemen türküsü vaktiyle Yemen’de savaşıp şehit olan Osmanlı askerleri için yakılmış olan bir ağıttır. Osmanlı devleti Yemen’i topraklarına kattıktan sonra burada ki hükümdarlığını kalıcı hale getirebilmek için çok fazla sayıda şehit verdi. Beş farklı cephede mücadele eden Osmanlı ordusu, Anadolu’dan Yemen’e asker sevki yaptı. Çarpışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, Yemen’e evlatlarını gönderen aileler onlar artık dönmeyeceğine inanıyordu. Zaten ailelerin birçoğu cepheye giden evlatlarından haber alamadı. Her biri şehit olmuştu. Sağ kalan askerlerden bile evlerine dönenler olmamıştı. Sebebi ise Yemen’de kalıp yeni bir hayata başlamaktı. Bu sebepten ötürü halkın yaktığı Yemen türküsü dillerden dillere dolanarak günümüze kadar gelmiştir. Yemen türküsü ile ilgili en büyük tartışma konusu “burası Muştur, Huştur, Hiştir mi?” kelimeleri olmuştur. Türküye hem Muş ili hem de Elazığ ili sahip çıkmaktadır. Türküde geçmekte olan “Burası Muş’tur yolu yokuştur.” cümlesini kuran kişilerin Muşlu olması ve türkünün yazarı olan Düriye Keskin’in Muşta yaşaması cümlenin Muş olmasını sağlamaktadır. Bir diğer farklı söylev ise “Burası Huş’tur yolu yokuştur.” şeklinde olmaktadır. Birçok farklı şekilde değiştirilerek söylenmiştir Yemen türküsü. Ama son yapılan araştırmalara göre türkünün doğru şekli “Burası Muş’tur, yolu yokuştur.” şeklindedir. Türküler insanların acılarını paylaşan, en iyi şekilde yansıtan bir ağıt türüdür. Yemen türküsü de Anadolu insanının evlatlarına duyduğu özlemi en iyi şekilde yansıtmıştır. Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂Daha fazla hikaye okumak isterseniz Türküler ve Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz. Başa dön tuşu
1 Yemen Türküsü Havada bulut yok bu ne dumandır Mehlede ölüm yok bu ne şivandır Şu Yemen elleri ne de yamandır Anom Yemen'dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Şu dağın ardında redif sesi var Varın bakın çantasında nesi var Bir çift pabuç ile bir de fesi var Burası Huş'tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir Kışlanın önünde çalınır sazlar Ayağım yalnayak yüreğim sızlar Yemen'e gidene ağlıyor kızlar Burası Huş'tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir Moderatör tarafında düzenlendi 28 Haz 2018 Başlangıç tarihi 27 Nis 2013 122,722 15
Yemen’e Gidene Ağlıyor Kızlar Acılı, elemli ve yaslı bir türkünün öyküsüdür bilinmez. Aslında bilinir de herkes kendine göre değişik bir tarih söyler. Ama biz olayın gerçek yüzünü olayı yaşayan ve anlatanların diliyle türküye dönüştürüldüğü biçimiyle anlatalım. Anlatanlara göre o tarihte Osmanlı Yemen çöllerinde zorlu bir savaşa tutulmuştur. Divanlar kurulur, savaş ve şartları haftalar boyu tartışılır durulur. Sonunda çözümün Yemen ellerine vilayetlerden birinde oluşturulacak bir alayla gidilmesinin mümkün olduğuna karar ki; bir tek vilayetten birlik oluşunca bunlar hep akraba ve hısım olacakları için birbirlerine bağlılığı ve dayanışmaları ile savaş alanından kaçmaları söz konusu olmaz. Haberler salınır. Osmanlının dört bir yanından uzun beklemelere karşın istekli çıkmaz bu oluşuma. Aslında istek olmasına olur da Osmanlının istediği gibi olmaz. Değişik vilayetlerden çıkan bu gönüllü sayısı da yeterli olmaz. Bu sırada Muş’tan Bulanık, Malazgirt ve Varto’dan bir ses yükselir Osmanlıya; “hepimiz varız, gönüllüyüz yemen çöllerine gitmeye” Osmanlıya haber iletilir. Yetkililer bakar sayı yeterli, karar verilir ve Yemen çöllerine Muş’tan oluşturulan bir redif alayı gönderilir. Yemen’e gidilmesine gidilir ama hiçbiri de geri dönmez. İşte bu türkü gidip de gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muş’ta kalan sevgilisinin sesi, özlemi, elemi ve de acısıdır. Yemen türküsünün bilinmeyen bölümleri aslen Muş’lu olan Mülkiye Müfettişi Nuri Yaman tarafından türküsü’ nün sözlerini daha iyi analiz edebilmek için kısaca Muş’un kültür tarihini incelediğimizde; Muş’umuzun kültür tarihi Urartu’larla başlar. Anadolu’nun Türkleşmesi sürecini başlatan Malazgirt savaşından sonra Türk-İslam kültürü yayılmaya başlamış ve zaman içinde tek kültür durumuna gelmiştir. Milli kültürün ayrılmaz bir parçası olan Muş folkloru, yöre insanının iç dünyasını, yaşantısını, geleneklerini geçmişten günümüze, günümüzden de geleceğe ve çevresinin ezgilerinde Doğu Anadolu Bölgesi halk müziğinin özellikleri görülür. Söylenen türkülerde yöre insanının yaşam biçimi, acıları, sevgileri,, işgal yıllarının çilesi ve yurt sevgisi dile gelir. Muş ilinden Yemen’e çok sayıda genç “ölürsek şehit kalırsak, gazi oluruz” diyerek askere gitmiştir. Yemen’in öldürücü sıcağı ve düşmanı ezici çoğunluğu nedeni ile gidenlerin hemen hepsi geri dönmemiş şehit düşmüştür. Türkümüz geride kalan asker yakınları ve yavuklularınca söylenmiştir. Hüseyni makamında olup 5/8 lik bir türküdür. Türkümüzün sözlerine bakıldığında yöre insanımızın geleneklerini, yaşam biçimini ve acılarını yansıttığı görülmektedir. Yemen’e giden redif alayından hemen, hemen hiç kimse geri dönmemiştir. Bu kara haberin Muş’a ulaşmasıyla halk arasında şivan denen ağıtlar yakılarak feryatlar yükselir. Muş geleneklerinde komşularca cenazesi olan evlere başsağlığına gelenlere ve cenaze evinin halkına yemek gönderilir. O zamanlar teknik gelişmediğinden, yemekler fırınlarda değil kazanlarda, odundan ateş yakılarak pişirilirdi. Cenaze evi birden çok olduğundan, şehrin birçok yerinde cenaze evlerine yemek göndermek amacıyla büyük ocaklar kurulmuş, tabiatla olan bağları odunlar ocağa sürülmüştür. Bu ocaklardan çıkan yoğun duman gökyüzüne doğru yükselir. Nişanlısı redif alayı ile birlikte Yemen’e giden ve bu kara haberi henüz duymamış olan genç kız pırıl pırıl bir ağustos günü bu ağlamaları ve bu dumanı görünce;Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölüm yok bu ne şivandır Bu yemen elleri ne de yamandır Demiştir. Gerçekten de mehlede ölü yoktur cenazeler Yemen’dedir. Bulutsuz ağustos gününde ki duman ise cenaze evleri için yemek yapmak üzere yakılan ocakların Yemen’dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası muş’tur, yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştirÇemen; Yemen’de yetişen bir bitkidir. Askerlerimiz Yemen’e gitmiş ve bir daha geri dönmemiştir. Muş ili Türkiye’nin üçüncü büyük ovasına sahiptir. Birçok kişi Muş ovası ile türküdeki yokuş yol ikilemine düşmektedir. Oysaki Muş ili yerleşim itibariyle savunması daha kolay en eski yerleşim yeri olan bugünkü kale mahallesi ve minare mahallelerinin olduğu bölüme konuşlanmış ova ise tamamen tarıma bırakılmıştır. Bugün halen kale mahallesi eski yerleşim kalıntılarını taşımakta ve yüksek bir yerde ovaya hâkim bir alandadır. Eski Muş’un yolu halen yokuştur. “giden gelmiyor acep ne iştir” sözü Muş’a giden dönmüyor diye anlaşılmaktadır. Oysa türkünün sözleri dikkatli incelendiğinde Muş’tan Yemen’e gidenler şehit olup dönmediklerinden “giden gelmiyor acep ne iştir “ sözü onlar için söylenmiştir. Eski yerleşim yeri itibariyle Muş ilinde askeri kışla kale mahallesinin eteklerinde bugünkü il jandarma komutanlığı dinlenme tesislerinin bulunduğu yerdedir. Nişanlısının ölüm haberiyle yüreği yanan genç kız kale mahallesinden yokuşun altındaki kışlaya bakarakKışlanın önünde redif sesi var Açın çantasını bakın nesi var Bir çift potin ile bir de fesi var Mülkiye Müfettişi Sayın Nuri Yaman’ın araştırmaları ile derlemesi yapılan türkünün diğer mısralarında ismi geçen yerlere gelinceMongok Yeni adı Soğucak’tır. Merkeze 2 km Mesafede soğuk suyu ile meşhur 68 km Uzunluğunda komşu Bitlis ili Güroymak ilçesinden doğan ve Muş’a güneyden girerek bilahare kurt istasyonunda murat nehri ile birleşen bir önünde çalınır sazlar Gözlerim ağlıyor yüreğim sızlar Yemen’e gidene ağlıyor kızlar Mısralarından da anlaşılacağı gibi bu türkü Muş’tan Yemen’e giden askerlerimiz için söylenmiştir.
Yemen türküsünün yazarı kimdir? Türkü ilk olarak 1944 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı adına derlemeler toplayan Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen’den oluşan ekip tarafından, Duriye Keskin isimli mahalli sanatçının parçasından derlenmiştir. Türküyü Muzaffer Sarısözen notaya almıştır. Yemen türküsünün hikayesi nedir? Yemen Türküsü Yemende çatışmada ölen Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır. Osmanlı Yemen topraklarını ülkesine kattıktan sonra buradaki hükümdarlığını sürdürmek için çok şehit verdi. Beş cephe de birden çarpışan Osmanlı kuvvetleri Anadolu’dan asker sevki yaptı. Huş hangi ülkede? TRT’nin değiştirdiği sözlerin altına “Huş; Yemen’in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesinin ismidir” açıklamasını yaptığını hatırlatan Ata, “Türkünün sözlerini dikkatli bir şekilde okursak, Anadolu toprakları üzerinde bir yerlerde söylendiğini anlayabiliriz. Yemen Türküsü huş neresi? Huş, Yemen’in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında kalan bir Türk kalesinin adı. Bu yüzden Yemen’e giden askerler için yakılmış bu türküde “Huş’tur” denmesi akla yatkın gelebilir. Burası Muştur şarkısını kim söylüyor? Songül Karaosmanoğlu Ata, ANKA’ya yaptığı açıklamada, ilk olarak 1944 yılında Ankara Devlet Konservatuarı adına Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen tarafından oluşturulmuş derleme ekibi tarafından Duriye Keskin adlı mahalli bir sanatçıdan derlenen türküdeki “Burası Muştur” sözlerinin 90’ların … Muş türküsünün hikayesi nedir? Osmanlıya haber iletilir. Yetkililer bakar sayı yeterli, karar verilir ve Yemen çöllerine Muştan oluşturulan bir redif alayı gönderilir. Yemen’e gidilmesine gidilir ama hiçbiri de geri dönmez. İşte bu türkü gidip de gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muşta kalan sevgilisinin sesi, özlemi, elemi ve de acısıdır. Burası Muş’tur türküsünün hikayesi nedir? Yetkililer bakar sayı yeterli, karar verilir ve Yemen çöllerine Muştan oluşturulan bir redif alayı gönderilir. Yemen’e gidilmesine gidilir ama hiçbiri de geri dönmez. İşte bu türkü gidip de gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muşta kalan sevgilisinin sesi, özlemi, elemi ve de acısıdır. Demiştir. Magusa Limanı türküsünün hikayesi nedir? Yedi Hint askeri, ağır yaralı olan Ali’yi sürükleyerek ibreti alem için Ali’nin hamal olarak çalıştığı ünlü Mağusa Limanına götürerek orada bırakırlar. Bu acı olayı işiten Ali’nin eşi koşarak Mağusa Limanına varır ve kanlar içerisindeki eşinin yanı başına gider. Huş ağacı nerede bulunur? Huş ağacı kuzey ve ılıman kuzey bölgelerinde yetişir. Örümcek ağı gibi ince dalları ve beyaz kabuğuyla huş ağacı özellikle kışın güzel bir görüntü verir. Tüm Avrupa, Kafkasya, Doğu Anadolu, Kuzey Irak, Kuzeybatı İran ve Sibirya, salkım huşun doğal yayılış alanıdır. Burası Huş mu durmuş mudur? 90’lı yılların başında, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın en sevdiği türkülerden biri olarak popülerleşen “Havada Bulut Yok” türküsü içinde geçen “Burası Muş’tur” sözlerinin aslında “Burası Huştur” olduğuna ilişkin söylentiler asılsız çıktı. İstanbul Teknik Üniversitesi Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Burası Huş tur huş ne demek? nedense bir ara biri, “yemen’de bir yer var adı huş. bu türkü olsa olsa oraya aittir” diye bir iddia ortaya atmış buna inananlar da “evet la orası olsa olsa huştur” diye bunu alevlendirmişler. şeklinde olan sözlerde, giden kişinin geri dönmediği ifade edilmektedir. Burası Huştur huş ne demek? Türk Halk Müziği `nin ustalarından Musa Eroğlu ise şunları söyledi `Türküde `Burası Huş `tur, Giden Gelmiyor Acep Ne İştir` deniyor. Bu Yemen Türküsü ise adamlar savaşmaya Muş `a gitmemişlerdir. Askerler Yemen `e gitmiş. Türkü , Yemen türküsüdür. Sarı Gelin türküsünün hikayesi nedir? Sarı Gelin, eski çağlardan beri Çoruh ırmağı boyunda yaşayan Hıristiyan Kıpçak beyinin kızıdır. Erzurumlu bir delikanlı sarışın Kıpçak beyinin kızına âşık olur ve Erzurumlu delikanlı ile sarışın Kıpçak kızının arasında Erzurum ve yöresinde yaşamaktadır. Neredesin sen neden yazıldı? Bu kadar büyük baba sevgisine sahip olan Ertaş, bu süreçte annesinin şefkatine ve sevgisine hasret kaldığını, bu yüzden babasına bu kadar çok bağlandığını çıktığı bir konserde dile getirmiştir. İşte bu hasret Ertaş’a “Neredesin Sen”i yazdırmıştır. Bitliste beş minare öyküsü nedir? Bitlis Rus işgalinden çıktıktan sonra Bitlis ordularının basında olan kişi olan komutan şerif bey, savaş sonrası Bitlisi görmek için Bitlise yüksekten bakan bir tepe olan ve şuan “şerif bey tepesi” olarak adlandırılan tepeye çıkıp Bitlise bakar ve görür ki Bitlis yıkık dökük her taraf yerle bir olmuş sadece tapanın …
[Arama Yap] - [Ana Sayfa][B] > [Barış Manço Şarkı Sözleri] > Burası Muştur Şarkı Sözü Şarkıcı İsmiŞarkı İsmi Sponsored Links Albüm AdıBen BilirimDüzeltenjokerhsynEklendi 142500Güncellendi 153600 Şarkı Ekle Hata Düzelt Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölen yok bu ne figandır Şu yemen elleri ne de yamandır Ano yemendir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası Muştur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep nedendir Kışlanın önünde asker sesi var Bakın çantasında acep nesi var Bir çift kundurayla var bir de fesi var Ano yemendir gülü çemendir Giden gelmiyor acep ne iştir Burası Muştur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep iştir Şarkı Ekle Hata Düzelt© 2003-2022 Her Hakkı Saklıdır.
burası muştur türküsü ve hikayesi