61N7k8. Aradığınız eş sesli sesteş İn kelimesinin anlamı ve örnekleri; 1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk. "Ayı inine doğru sessizce ilerledik." 2. Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek. "Aşağıya in de biraz konuşalım." 3. Değeri düşmek. "Benzin fiyatları hiç inmiyor." Eş Sesli Sesteş Kelime Örneği Arayın Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli sesteş kelimeler denir. Eş sesli sesteş kelime Tez 1. Hızlı, çabuk, acele. "Tez gel Osman, çocuğa bir şeyler oldu." 2. Akademik düzeyde büyük çalışma. "Bugün tez çalışmamı da sunduğumda her şey tamam olacak." Eş sesli sesteş kelime Soluk 1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes. "İçerisi toz oldu, soluk almakta zorlanıyorum." 2. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk. "Bu soluk kazağı artık giyme." Eş sesli sesteş kelime En 1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik. "Bu dolabın eni biraz uzun oldu." "Bu gömleğin eni biraz kısa kalmış." 2. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime. "En sevdiğim çiçek güldür." "En çok da senin gülüşünü seviyorum." "En nefret ettiğim kişiyle karşılaştım." 3. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. "Tüm koyunlar eksiksiz enlenecek." Eş sesli sesteş kelime İç 1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?" 2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler." Eş sesli sesteş kelime Yemek 1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya." 2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?" 3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı." Eş sesli sesteş kelime Yüzmek ı. Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle suda ilerlemek. "Bu yaz, Akdeniz'de yüzmek nasip olmadı." 2. Derisini soymak. "Kurban derisini yüzmek için bir saat uğraştı." Eş sesli sesteş kelime Çile 1. Zahmet, sıkıntı. "Ben sizi okutmak için çok çile çektim." 2. İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti.. "Bana kazak için beş çile de mavi ver." Eş sesli sesteş kelime Yen 1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor." 2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum." Eş sesli sesteş kelime Gelin 1. Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. "Gelinin güzelliği dillere destan oldu." 2. Gelmek eylemi. "Akşama bize gelin de maçı birlikte izleyelim." Eş sesli sesteş kelime Eş 1. Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri. "On dakikadır ayakkabını eşini arıyorum." 2. Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. "İnsan, iyi ve kötü gününde eşinin yanında olmalı." Eş sesli sesteş kelime Yer 1. Gezinilen, ayakla basılan taban. "Yerde gördüğü parayı alıp cebine atması çok yanlıştı." 2. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. "Bu yerlerde gezmek bana huzur veriyor." Eş sesli sesteş kelime Düş 1. Rüya. "Sen onu ancak düşlerinde görürsün artık." 2. Belirli bir yükseklikten düşmek. "Bardaklar o heyecanla bir anda elimden düştü." Eş sesli sesteş kelime İn 1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk. "Ayı inine doğru sessizce ilerledik." 2. Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek. "Aşağıya in de biraz konuşalım." 3. Değeri düşmek. "Benzin fiyatları hiç inmiyor." Eş sesli sesteş kelime Kız 1. Dişi çocuk. "Sınıfta yedi kız, beş erkek olmak üzere toplam on iki öğrenci vardı." 2. Öfkelenmek, sinirlenmek. "Dediğini unutmamalıydım, bana kızmakta haklısın." Eş sesli sesteş kelime Kara 1. Siyah renk. "Kara gözlüm yine gelmiş." 2. Toprak parçası. "Kara göründü diye bağırdı." 3. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. "Dilerim bu kara günler çabuk geçer." Eş sesli sesteş kelime Makam 1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır." 2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış." Eş sesli sesteş kelime Kan 1. Vücudumuzdaki hayati sıvı. "Zavallı boğa, kanlar içinde insanlara saldırıyordu." 2. İnanmak, kanmak. "Şevket, artık bu sözlerinle beni kandıramayacaksın." Eş sesli sesteş kelime Göz 1. Görme organı. "Gözlerinin karası, oldu yürek yarası." 2. Çekmece. "Okul kıyafetlerini hangi göze koydun?" Eş sesli sesteş kelime Ekmek 1. Undan yapılan bir yiyecek. "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın." 2. Bir şeyi toprağa ekmek. "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil." Eş sesli sesteş kelime Acı 1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim."" 2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı." 3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor." Eş sesli sesteş kelime Sal 1. Su üzerinde ulaşımı sağlayan bir araç türü. "Çocuklar bir başına sala binmiş gidiyorlardı." 2. Bırakmak, salmak. "Öğretmen sözlerini bitirinceye kadar bizi salmadı." Eş sesli sesteş kelime Kıl 1. Baştaki saçlar hariç, memeli hayvanlarda vücudu örten tüyler. "Oldukça kıllı bir vücudu vardı." 2. Huysuz, geçimsiz kimse. "Gidip ben söylemem, şimdi bana kıllık yapar." 3. Etmek, yapmak. "Akşam namazını kılmak için acele ediyordu." Eş sesli sesteş kelime Çay 1. Bir Türk içeceği. "Bu çay, biraz demli geldi bana." 2. Küçük nehir. "Çayın kenarında yılın ilk pikniğimizi yaptık." Eş sesli sesteş kelime Kaz 1. Ördeğe benzeyen bir tür kuş. "Çocukları, sırf kazlara yem atsınlar diye gittik." 2. Toprağı veya yeri eşmek, kazmak. "Çiçeklerin etrafını kaz ki çiçekler daha da canlansın." Eş sesli sesteş kelime Yayık 1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı." 2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle." Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli sesteş kelimeler-sözcükler ekleyin... Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz. Eş Sesli Sesteş Kelimeler Sözlüğünde 92 Kayıt Bulundu.
yaz ile ilgili eş sesli cümleler